18 Haziran 2008 Çarşamba

7. SINIF YAZILI SORULARI

2007 -2008 EĞİTİM –ÖĞRETİM YILI ………….. İLKÖĞRETİM OKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7.SINIF 1.DÖNEM 1.YAZILI
Adı-Soyadı:
No:
1-İletişim deyince ne anlıyorsunuz.Açıklayınız.


2-İletişimi etkileyen olumlu ve olumsuz davranışlar hangileridir?



3-Çevrenizde sık yaşanılan iletişim sorunlarına üç örnek veriniz.Bu sorunların çözümü için siz neler önerirsiniz?
4-Geçmişten günümüze kullandığımız iletişim araçlarının gelişimini açıklayınız.




5-Medyanın dilimizi etkili kullanmadaki etkisini açıklayınız.



6-Aşağıdaki ifadelerin doğruluğunu ve yanlışlığını inceleyiniz.DOĞRU(D) ,YANLIŞ(Y) ile gösteriniz.
a)(….)Etkili iletişimde karşılıklı saygı esas alınmalıdır.
b)(….)Kurtuluş Savaşı yıllarında kullanılan en yaygın iletişim aracı telefondur.
c)(….)Yazılı ,sesli, görsel yapıtların dağıtımını ya da yayımını sağlayan her türlü teknik iletişim
aracına kitle iletişim aracı denir.
d)(….)Türkiye‘de halkı eğlendirmek ,neşeli zaman geçirtmek bilgilendirmek ,gündemi takip etmek
amacıyla kurulan kurum RTÜK’tür.
e)(…)Panel,dinleyiciler önünde seçilmiş bir konuşmacı grubunun bir konuyu tartışmak amacıyla , düzenlediği toplantıdır.
7-Aşağıdakilerden hangisi Atatürk’ün kurulmasına öncülük ettiği iletişim kuruluşlarından birisidir?
a)TRT b)RTÜK c)Anadolu Ajansı d)Türkiye Gazeteciler Derneği
8-Aşağıdakilerden hangisi iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken ilkelerden birisi değildir?
a)Konuşurken karşıdakinin söyledikleri dinlenir. b)Gerektiği yerde susmak gerekir.
c)İletişim sırasında birbirimize lakap takılabilir. d)İletişim sırasında başka işlerle meşgul olunmamalıdır.
9-Aşağıdakilerden hangisi kitle iletişim araçlarıyla ilgili yanlış bir ifadedir?
a)Bu araçlar insanların bilgilenmesini sağlar. b)Bu araçlar dilimizindoğru kullanılmasında etkilidir.
c)Bu araçlar yaşamı kolaylaştırır. d)Bu araçlar her durumda çocuklar için faydalıdır.
10-İletişim araçlarının hayatımızdaki yeri ve önemini anlatınız…


Başarılar Dilerim…




A- BOŞLUKLARA UYGUN SÖZCÜKLERİ YAZINIZ.

1) Etkili bir iletişim kurmak için konuşmalarımızı __________________dili ile desteklemek gerekir.

2) Gazete, dergi gibi basın organlarındaki çeşitli unsurların devlet makamları tarafından basım ve yayımının yasaklanmasına___________________denir.

3)___________________kendimizi karşımızdaki insanın yerine koyarak anlayabilme becerisidir.

4)______________ _____________ Milli Mücadele’nin sesini ve haklılığını halka ve dünyaya duyurmak amacıyla 6 Nisan 1920 tarihinde kurulmuştur.

5) İnsanların izni olmadan telefonlarının dinlenmesi ve mektuplarının okunması gibi durumlar ______________ __________________ _________________ hakkına aykırıdır.

B- OLUMLU VE OLUMSUZ İLETİŞİM ÖRNEĞİ OLAN CÜMLELERİ BELİRTİNİZ.

1) Anlaşılan arkadaşlarınla bazı sorunlar yaşıyorsun, çözüm için ne yapmak niyetindesin?________________

2) Meslek seçimi konusunda ilgi ve yeteneklerini göz önünde bulundurmalısın.____________

3) Sen de her şeyi ciddiye alıyorsun, espri anlayışından şüpheliyim._____________

4) Çok ayıp bir daha bu sözleri senden duymayacağım._______________

5) Daha sistemli bir çalışma programı uyguladığında bu dersten başarılı olabileceğine eminim._______________

C- BİLGİ EŞLEŞTİRME
Aşağıda yer alan hakları okuduktan sonra;
Aşağıdaki ifadelerin hangi hakla ilgili olduğunu bulun ve yanına ilgili olan harfi yazın.

Düşünceyi açıklama özgürlüğü ( A )
Kitle iletişim özgürlüğü ( B )
Özel hayatın gizliliği ( C )
Konut dokunulmazlığı ( D )

1) Çok sayıda insana aynı iletiyi aynı anda ulaştırabilmeyi sağlar. ( )

2) Hiçbir kimse düşünce ve kanaatini açıklamak zorunda değildir. ( )

3) Hiç kimseyle paylaşamayacağımız önemli anılar, bilgiler devlet tarafından güvence altına alınmıştır. ( )

4) Herkesin haber almak, vermek, yazılı ve görsel basın yoluyla düşüncelerini ifade etmek hakkı vardır. ( )

5) Bireyin içinde oturduğu, özgürce davrandığı, eşi ve çocukları ile yaşadığı alan yasalarca korunmaktadır. ( )

D- DOĞRU CEVABI İŞARETLEYİNİZ.

1) En yaygın kullanılan kitle iletişim aracı olan televizyonun olumlu etkileri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a- Çocukların şiddete eğilim göstermesine yol açması
b- Toplumsallaşmayı sağlaması
c- Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmesi
d- Küresel sorunlarla ilgili bilgilenme sağlaması

2) Sağlıklı bir toplum için bireylerin birbirleriyle etkili bir iletişim içinde olması şarttır. Aşağıdakilerden hangisi sağlıklı bir iletişim ortamı için söylenemez?
a- İnsanların topluma olan katkısı ve verimi artar.
b- Her insan sorumluluğunun bilincinde olur.
c- Herkes kendi çıkarlarını düşünür.
d- Toplumda başkalarına karşı saygı ve hoşgörü sağlanır.

3) Aşağıdakilerden hangisi kitle iletişim araçlarının görev ve sorumlulukları arasında yer almaz?
a- Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri hızlı ve doğru bir biçimde topluma aktarmak
b- Toplumsal sorunların çözülmesine katkı sağlamak
c- Bireylerin temel hak ve sorumluluklarını öğrenmesine yardımcı olmak
d- Toplumun nasıl yönetileceğine karar vermek

4) Basın ve yayın organları bir haberi hazırlarken haberin niteliği ile ilgili aşağıdakilerden dikkat etmek zorunda değildir?
a- Gerçek olmasına
b- Popüler olmasına
c- Toplumu ilgilendirmesine
d- Kamu yararı bulunmasına

5) I. Ulusal birliği koruyup, geliştirmek
II. Laik devlet düzenini savunmak
III. Demokratik hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda yayın yapmak

Belirtilenlerden hangileri TRT’ nin yayın ilkeleri arasında yer alır?

a- Yalnız I b- I ve II c- II ve III d- I , II ve II



………………………… İLKÖĞRETİM OKULU
7. SINIF SOSYAL BİLGİLER 2007-2008 öğretim yılı 1. DÖNEM 1. SINAVI

ADI SOYADI: NO: SINIFI:

1. Bir kaynaktan diğer kaynağa duygu, düşünce ve haber aktarılmasına iletişim denir. Aşağıda verilen cümlelerden hangisi iletişime örnek oluşturmaz.? (6p)

a-) İki arkadaşın telefonda konuşması b-) Bir adamın televizyonda haberleri izlemesi
c-) Bir çocuğun bir köpek yavrusunu okşaması d-) Bir genç kızın odasını düzenlemesi

2. Birbiriyle konuşarak iletişim kurabilen tek canlı insandır. Ancak konuşarak sağlıklı iletişim kurmak her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü pek çok insan doğru iletişim kurma kurallarına uymaz.
Aşağıdakilerden hangisi doğru iletişim kurallarından biri değildir? (6p)

a-) Sırayla ve birbirini dinleyerek konuşmak
b-) Karşımızdakine önyargısız yaklaşmak
c-) Bazen kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak (empatik) düşünmek
d-) Karşımızdakinin bizi duyabilmesi için bağırarak konuşmak

3. En sık yapılan iletişim hatalarından bazıları şunlardır:
Hoşgörüsüzlük= Bize benzemeyen, bizden farklı olana düşmanca yaklaşmak.
Önyargılı olmak= Hiç tanımadığımız ya da az tanıdığımız bir kişi hakkında karara varmak.
Tehdit etmek= Karşımızdaki bizim çizgimize gelmezse onu cezalandıracağımızı söylemek.
Etiketlemek= Karşımızdakine çeşitli hoş olmayan sıfatlar söylemek.

Aşağıda verilen cümleler en çok hangi iletişim hatasını oluşturuyorsa o kutucuğa çarpı koyunuz.
(3x8=24p)
Aşağıdaki cümleyi okuyunuz ve karşısında bir tek kutucuk işaretleyiniz.
Tehdit etmek
Etiketlemek
Önyargıyla yaklaşmak
Hoşgörüsüzlük
Sen ne kadar geri kafalısın.




Sen nasıl Türk gencisin, saç uzatıp küpe takmaya utanmıyor musun?




O adamı bir kez otobüste gördüm, hiç gözüm tutmadı. Ben adamı gözünden anlarım.




O kadar anlatıyorum, işe yaramıyor; aptalsın çünkü.




Bakkala gitmezsen bir daha annen olmam.




Onunla konuşmanı istemiyorum, o bizim dinimize inanmıyor.




Zeliha bir manken olduğuna göre, eminim hepsi gibi cahildir.




Karnene zayıf gelirse bu yaz tatili unut.




4. Atatürk iletişim araçlarının önemini biliyordu. Bu yüzden bazı girişimlerde bulundu. Aşağıdakilerden hangisi Atatürk’ün öncüsü olduğu kuruluşlardan biri değildir? (6p)
a- İrade-i Milliye Gazetesi’nin kurulması b- Anadolu Ajansı’nın açılması
c-İstanbul Radyosu’nun yayına başlaması d- RTÜK’ün kurulması
5. Basına sansür çağdışıdır, 24.07.2007, Sabah GazetesiCumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, basının toplum adına üstlendiği görevleri yerine getirebilmesi için özgür olması, her türlü baskıdan korunması ve sansür yapılmaması gerektiğini bildirdi. Sezer basının haber verme, denetim ve eleştiri yapma, halkı bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma, özgür tartışma ortamı yaratarak toplumsal bilinci güçlendirme, toplumu eğitme ve düşünce dünyasını zenginleştirme gibi görevleri olduğunu söyledi. ”Basın özgürlüğü, düşünce ve kanaat özgürlüğünü tamamlayan ve onun kullanılmasını sağlayan özgürlüktür. Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğünün sınırları Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilmiştir. Sansür yani basın özgürlüğünün kısıtlanması, dolayısıyla halkın bilgi edinme hakkının sınırlandırılması, toplumun susturulması anlamına gelecektir.
Yukarıdaki gazete haberini dikkatle okuyunuz. Daha sonra aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
a. Haberde basının görevleri 6 madde olarak açıklanmıştır. Bu görevleri aşağıya yazınız. (6p)



b. Sansür ne demektir? Yazınız. (6p)

c. Sansür olması demokrasi için niçin tehlikelidir. Açıklayınız. (7p)


d. Metinde sözü edilen basın kelimesi yerine KİA kelimesi de kullanılır. Bu harfler neyin kısaltılması sonucu ortaya çıkmıştır (6p)……………………………………………..
e. Metinde sözü edilen anayasa aşağıdakilerden hangisidir? (6p)
I. 1982 TC Anayasası II. 1961 TC Anayasası III. 1924 TC Anayasası IV. 1923 Cumhuriyetin İlanı
f. Özellikle doktor, gazeteci, öğretmen, avukat gibi insanla ilgili işlerde çalışanlar göreve başlamadan önce meslek yemini eder. Mesleğini kötüye kullanmayacağına söz verir. Bir gazetecinin meslek yemini nasıl olabilir? Aklınızda kalanları yazınız. (6p)


6. Verilen kelimeleri gerekli ekleri koyarak aşağıdaki metinde uygun boşluğa yerleştiriniz. (21p)
Özel yaşam gizliliği ve konut dokunulmazlığı – savaş ve seferberlik – hak ve sorumluluklar – konuşma özgürlüğü – anayasa – vergi vermek - hak
………................toplumla devlet arasındaki anlaşmadır. Kişilerin ………………………………….neler olduğu anayasada yazar. Örneğin düşünce özgürlüğü ve eğitim hakkı birer…………….. …………Buna karşın kanunlara uymak ve ………………………….vatandaşların sorumluluğudur. Ancak haklar ve özgürlükler sınırsız değildir. Bir adam ……………………………………………..var diyerek evini kokular saçarak apartımanı rahatsız eden bir çöp ev haline getiremez. Ya da bir insan benim ……………………….var diyerek insanlara hakaret edemez. Bir de ……………………………hallerinde kişi hakları ikinci planda kalabilir. Çünkü ülkenin genel güvenliği söz konusudur. Bu gibi hallerde devlet gerekirse evinize arabanıza el koyabilir, sokağa çıkmayı yasaklayabilir.


SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF
I. DÖNEM II. YAZILI YOKLAMA

ADI: SOYADI: SINIFI: NO:

1. Aşağıdaki soruları yanıtlayınız.(10 puan)
a. TRTnin kurulduğu yılı ve ilk genel müdürününadını yazınız
b. Mustafa Kemal’in kurulmasına öncülük ettiği basın organlarının adını yazınız.

c. Herhangi bir haberin kitle iletişim araçlarında yayınlanmasının yasaklanmasına ………………… denir.
……………………….kendimizi karşımızdaki insanın yerine koyarak anlayabilme becerisidir.
d. Aşağıda verilen haklardan hangisinin karşısında ihlal edildiği bir durum verilmemiştir?a) Özel yaşamın gizliliği - bir kişinin izinsiz kameraya alınmasıb) Konut dokunulmazlığı - bir kişinin evine hakim kararı olmadan girilmesic) Doğru haber alma - aynı haberin her kanalda farklı şekilde verilmesid) Basın özgürlüğü - gazete ve dergilerin yayın ve dağıtımının hızlanması

2. Aşağıda verilen problemleri formül kullanarak çözünüz. .(10 puan)
a. Yüzölçümü 900km olan bir yerin nüfusu 150.000’dir. buna göre fizyolojik yoğunluğu nedir?



b. Nüfusu 660.000 olan bir yerin yoğunluğu %20’dir. Yüzölçümü nedir?




3. Aşağıda Türkiye’nin 1950 ve 1990 yıllarına ait yaş ve nüfus piramitleri verilmiştir. Bu piramitleri yorumlayarak ülkemizdeki nüfus değişikliğini açıklayınız. .(20 puan)








4. Göç çeşitlerini yazınız. Beyin göçünü açıklayınız. .(10 puan)





5. Aşağıda anayasamızdan alınan maddeleri eşleştiriniz. .(5 puan)
a. Seyahat Hakkı


b.Yerleşme Hakkı



b. Eğitim Hakkı




c. Çalışma Hakkı


1. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
2. Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
3. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.
4. suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;

















6. Aşağıda logoları verilen kuruluşların isimlerini altlarına yazarak kimlerin yararlandığını belirtiniz. .(5 puan)







7. Aşağıdaki boşluklara uygun olan kelimeleri yazınız. .(10 puan)
a. Malazgirt’ten sonra Anadolu’da kurulan ilk Türk Beyliği …………………………’dir.
b. ……………………………… Beyliği, en güçlü ve sınırları en geniş olan beyliktir.
c. Artuklular; ……………………….. , ………………………. Ve ……………………………. Olmak üzere üçe ayrılmıştır.
d. İlk denizci beylik ………………………….. Beyliğidir.
e. Anadoluda kurulan ilk Beylikler …………………………………………………’dan sonra kurulmuştur.
f. ………………………………….. ile Türkler Anadolu’ya tamamen yerleşmişlerdir.

8. Anadolu Selçuklu Devletinden sonra Kurulan beyliklerin yerlerini aşağıdaki harita üzerinde gösteriniz. .(20 puan)








Karamanoğulları,Karasioğulları,Aydınoğulları,Saruhanoğulları,Germiyanoğulları,Hamitoğulları,Menteşeoğulları,Osmanoğulları

9. Aşağıdaki paragrafı, Haçlı Seferlerinin; dini, siyasi ve ekonomik sebeplerine göre altını çizerek ayırınız.(10 puan)


Islâm düsmani papalarin Kudüs'ü müslümanlari hakimiyetinden kurtarmak ve müslümanlari Anadolu ve Avrupa'dan atmak gayesiyle baslattiklari seferlere verilen âd. Islâmiyetin hristiyanligin aksine büyük bir süratle yayIlmasi, müslümanlarin Suriye, Filistin ve Anadolu'ya hakim olarak Iznik'in baskent oldugu yeni bir devleti kurmalari, hristiyan aleminin dini lideri papayi ve hristiyanligin hâmîsi olarak kabul edilen Bizans Imparatorunu ciddi bir sekilde endiselendiriyordu. Bu yüzden hem Islâmiyetin yayilisini durdurmak hem de sosyal ve ekonomik sIkinti içinde olan Avrupa'yi bu durumdan kurtarmak için Bati Avrupa'da Vatikan kilisesinin önderliginde yogun bir faaliyet baslatildi. Papa II. Urbanus Hz. Isa'nin dogum yeri olan Kudüs'ün ve kutsal saydiklari makamlarin müslümanlar tarafindan kirletildigini, Kudüs'e giden hristiyan haci adaylarina zulüm ve iskence yapildigini öne sürerek böyle mukaddes bir beldenin müslümanlarin baskisindan kurtarIlmasi için bütün hristiyanlarin canla basla seferber olmalari gerektigini söyleyerek halki sefere katIlmalari için tahrik ediyordu. Halbuki uzun süredir bu kutsal topraklar hristiyan haci adaylari tarafindan ziyaret ediliyor, bu konuda onlara engel olunmak söyle dursun yardim bile ediliyordu. Filistin'de kendilerine ayrIlmis hastaneleri, kilise ve manastirlari hatta kütüphaneleri bile vardi. Öte yandan Bati Avrupa'da halkin içine düsmüs oldugu ekonomik kriz ve sIkintidan da ancak dogunun baharat yollarinin ele geçirIlmesiyle kurtulabilecegi söylenerek halk bu sefere katIlmaya tesvik ediliyordu. Bütün bu gayelerin gerçeklesmesi de ancak hristiyan aleminin yek vücut halinde hareket etmesiyle mümkün olabilirdi.
Kudüs'te İsa Tapınağı'nın tahrip edilmesi.






Adı:
Soyadı:
Sınıfı:
No:
2007 – 2008 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SOSYAL BİLGİLER 7
I. DÖNEM II. YAZILI DEĞERLENDİRME

Sevgili öğrencim! Lütfen soruları dikkatli okuyup yanıtlayın. Sınavdan sonra cevaplarınızı kontrol etmeyi unutmayın. Süre 40 dakikadır. Başarılar dilerim. J

A) AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDEN DOĞRU OLANLARIN KARŞISINA (D); YANLIŞ OLANLARIN KARŞISINA (Y) YAZINIZ. (20 Puan)

( ) 1. Nüfusun dağılışında iklimin önemli bir etkisi vardır.
( ) 2. Ülkemizde dağlık alanlar nüfus bakımından seyrektir.
( ) 3. Eğitim – öğretim sadece erkeklerin ve zenginlerin hakkıdır.
( ) 4. Ülkemizde göçler daha çok şehirlerden köylere doğru yapılmaktadır.
( ) 5. Yerleşme ve seyahat özgürlüğü bazı durumlarda bile sınırlandırılamaz.
( ) 6. Nüfus sayımları ülkemizin ekonomik, demografik ve sosyal yapısını belirlemek amacıyla yapılır.
( ) 7. Kitle iletişim araçlarında özel hayatının gizliliğine saygı göstermelidir.
( ) 8. Bir kişiyle olumlu bir iletişim sürdürebilmek için her zaman kendi düşüncelerimizi kabullendirmeliyiz.
( ) 9. Atatürk ülkemizde iletişimi geliştirmek için RTÜK’ü kurmuştur.
( ) 10. Devlet çalışanların sosyal güvenliklerini sağlamak zorundadır.

B) AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDE BOŞ BIRAKILAN YERLERE UYGUN SÖZCÜKLERİ YAZINIZ. (20 Puan)

1. Ülkemizde nüfus sayımı ile ilgili işlemleri …………………… yürütür.
2.

· GÖRÜŞ
· RTÜK
· TÜİK
· 1831
· İLKÖĞRETİM
· II. MAHMUT
· SSK
· GÖÇ
· NÜFUS YOĞUNLUĞU
· BEYİN GÖÇÜ
· İRADEİMİLLİYE
Osmanlı tarihinde ilk nüfus sayımı ……………… yılında dönemin padişahı ……………………… tarafından yaptırılmıştır.
3. Anayasamızın 42. maddesine göre …………………………… kız erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.
4. Özel işletme, kuruluş ve fabrikalarda çalışanların ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sosyal güvenliklerini sağlayan kuruluşun adı ………………… ‘dır.
5. ……………… , ekonomik, sosyal ve siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir yerden başka bir yere yerleşmelerine denir.
6. Yetişmiş insan gücünün ilgisizlik, imkansızlık ve siyasi sebeplerle bir ülkeden başka bir ülkeye göç etmesine ……………………………… denir.
7. Atatürk, Sivas Kongresi sonrasında halkın doğru bilgi alması için ……………………………… gazetesini çıkartmıştır.
8. ……………………, ülkemizde radyo ve televizyon yayınlarının anayasa ve yasalara uygun yayın yapmasını denetleyen bir kuruluştur.
9. Herkesin kitle iletişim araçları vasıtasıyla düşüncelerini açıklama özgürlüğü vardır. Kişiden kişiye değişen ve kişilerin kendi düşüncelerini yansıtan ifadelere …………………… denir.
10. Bir yerin nüfusunun yüzölçümüne oranına veya km²’ye düşen kişi sayısına ………………………………………… denir.
========================================================


C) AŞAĞIDAKİ SORULARIN DOĞRU CEVAPLARINI İŞARETLEYİNİZ. (25 Puan)

Ülkemizde bazı yerleşim yerlerinde nüfus yoğunluğunun fazla olmasında turizm, iklim ve tarımsal faaliyetler etkili olmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi bu duruma en az uyar.
A) Adana B) Zonguldak C) Konya D) Antalya

I. Düzenli kentleşme
II. Suç işlenmesini önlemek
III. Vergi borcu
IV. Sağlık sorunları
Yerleşme ve seyahat özgürlüğü yukarıdaki durumların hangisi ya da hangileri nedeniyle sınırlanabilir?
A) Yalnız I B) I ve II C) III ve IV D) I, II ve III

Vatandaşlarına iş ve eğitim ve eğitim imkânı sağlayan devlet, aynı zamanda çalışanlara sosyal güvence sağlamakla da yükümlüdür.
Aşağıdakilerden hangisi çalışanların tabi olduğu sosyal güvenlik kurumlarından değildir?
A) ÇATOM B) EMEKLİ SANDIĞI C) BAĞ – KUR D) SSK

Aşağıdakilerden hangisi iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken ilkelerden değildir?
A) Görüşlerimizi başkalarına zorla kabul ettirmemeliyiz.
B) Ne zaman susmak gerektiğini bilmeliyiz.
C) Birisinden bir şey isterken emir verir tarzda konuşmalıyız.
D) Birisi bizimle konuşurken başka şeylerle uğraşmamalıyız.

Nüfus sayımı sonucunda aşağıdakilerin hangisine ulaşma imkânımız yoktur?
A) Şehirlerin yüzölçümüne
B) Okuryazarlık oranına
C) Nüfus artış hızına
D) Nüfusun yaş ve cinsiyete göre dağılışına

D) AŞAĞIDAKİ SORULARI GRAFİKLERE GÖRE CEVAPLAYINIZ. (45 Puan)

Ülkemizde nüfusun büyük bir kısmını hangi yaş grubu oluşturmaktadır?
……………………………………………………………………………………………………………………………
Ülkemizde nüfusun en az kısmını hangi yaş grubu oluşturmaktadır?
……………………………………………………………………………………………………………………………
Ülkemizde nüfusun yüzde kaçı okuma yazma bilmektedir?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Çalışmayan nüfusun çalışan nüfustan fazla olmasını nasıl değerlendirirsiniz?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Çalışan kadın oranının az olmasının nedenleri neler olabilir?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

ATATÜRK HAFTASI İLE İLGİLİ BİLGİLER

ATATÜRK HAFTASI
( 10 - 16 Kasım )

AÇIKLAMA -1-

Ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe öldü.
O tarihten bu yana 10 Kasım'la başlayan hafta, yurdumuzda Atatürk Haftası olarak değerlendirilir. Bu hafta içinde; Atatürk'ün yaşamı, yurtseverliği, inkılap ve ilkeleri anlatılır. Ata'nın daha iyi tanıtılması amacıyla açık oturumlar düzenlenir. Radyo ve televizyonda, Atatürk'ün konuşmaları kendi sesinden dinletilir. Atatürk'le ilgili filmler gösterilir.
10 Kasım günü Atatürk, tüm yurtta törenlerle anılır. Ölüm anı olan saat dokuzu beş geçe "ti" sesi ile saygı duruşuna geçilir. Kara ve deniz taşıtları oldukları yerde durarak düdüklerini çalarlar. Düzenlenen anma törenlerinde Ata'nın yaşam öyküsü, Atatürk inkılap ve ilkeleri anlatılır, seçilmiş Atatürk şiirleri okunur.


ATATÜRK'ÜN YAŞAMI

Selanik'te Ahmet Subaşı Mahallesinin Islahane Caddesinde iki katlı pembe boyalı bir ev vardı. Bu evde Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım otururdu. 1881 yılında bir oğulları oldu. Adını Mustafa koydular. Mustafa sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuktu. Bütün çocuklar gibi Mustafa'nın çocukluğu da mahallede komşu çocukları ile güle oynaya geçti. Mustafa, Şemsi Efendi Okuluna başladı. Kısa bir süre sonra babası Ali Rıza Efendi öldü. Güç koşullar altında öğrenimini sürdüren Mustafa, bugünkü askeri ortaokul dengi olan Askeri Rüştiye'ye başladı. Orta kısmı başarı ile bitirdikten sonra lise dengi olan Manastır Askeri İdadi'sine yazıldı. Derslerine düzenli olarak çalışan Mustafa Kemal liseyi bitirdi. İstanbul'a gelerek Harp Okulunun piyade sınıfına girdi. Üç yıllık öğrenimini başarı ile sona erdi. Kurmay subay yetiştirilmek üzere Kurmay Okulu'na seçildi.
Mustafa Kemal, bu okulda geleceğe yönelik tasarı ve ileri düşünceleriyle kendini tanıttı. Başarılı bir öğrenimden sonra Kurmay Yüzbaşı oldu. Zamanın padişahı II. Abdulhamit'in gizli polisleri Mustafa Kemal'in ileri düşüncelerini, arkadaşları ile yaptığı tartışmaları, O'nun özgürlük ve siyasal konulardaki düşüncelerini padişaha bildirmişlerdi. Mustafa Kemal ve arkadaşları bu nedenlerle Yıldız Sarayı'nda sorguya çekildiler. Mustafa Kemal bir süre tutuklu kaldı. Fakat suçlu görülmedi. Ancak düşünceleri tehlikeli sayıldığı için, başkentten uzağa Şam'da bulunan Beşinci Orduya gönderildi.
Mustafa Kemal, Şam'da arkadaşları ile birlikte Vatan ve Hürriyet adlı gizli bir dernek kurdu. Sonra gizlice Makedonya'ya geçti. Selanik'te Vatan ve Hürriyet Derneği'nin bir şubesini açtı. Dernek, padişahın baskı yönetimine karşı kurulmuştu. Bu nedenle yapılacak çalışmaların gizli olması gerekiyordu. Şam kenti dışındaki yerlerde bulunan subayların da derneğe katılmaları için Mustafa Kemal görevlendirildi. Bu amaçla aynı yıl subayların yoğun olarak bulunduğu Makedonya'daki 3.Orduya atandı.
1908 yılında meşrutiyet ilan edilince İttihat ve Terakki Fırkası iktidarı aldı. Ancak padişahın kışkırttığı gericiler meşrutiyete, yeni düşüncelere ve atılımlara karşı çıktılar. Kışkırtmalar sonucu İstanbul'da 31 Mart ayaklanması oldu. Bunun üzerine Selanik yöresindeki birliklerden bir ordu toplandı. Mustafa Kemal, Harekat Ordusu adını verdiği bu orduda görev aldı. Ayaklanma bastırıldı. Harekat Ordusuyla birlikte Mustafa Kemal Selanik'e döndü. İki yıl sonra Genel Kurmay Başkanlığında bir göreve atandı.
Bu sırada İtalyanlar Trablusgarb'a saldırdılar. Mustafa Kemal ve arkadaşları Tobruk'a giderek buradaki Türk birliklerine katıldılar. Yapılan savaşlarda önemli başarılar sağlandı. Ancak bu sırada Balkan Savaşı başlamıştı. Mustafa Kemal geri dönmek üzere Mısır'a geldiğinde Selanik'in düşman eline geçtiğini; Bulgar ordularının Çatalca'ya kadar ilerlediklerini öğrendi.
İstanbul'a gelen Mustafa Kemal'e Bolayır'da bulunan bir kolordunun kurmay başkanlığı görevi verildi. Savaş süresince bu görevde kaldı. Balkan Savaşı sona erince Sofya'ya ataşemiliter olarak atandı. Bir süre sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. Almanların yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu da savaşa katıldı.
Mustafa Kemal, bulunduğu görevden alınarak bir kıta komutanlığına getirilmesini istedi. Bunun üzerine Tekirdağ'da yeni kurulan 19. Tümenin komutanlığına atandı. Mustafa Kemal'in kısa sürede hazırladığı tümen Çanakkale Savaşları'na katıldı. Mustafa Kemal burada düşmanın karadan ve denizden yaptığı saldırıları durdurdu. Anafartalar'da bir avuç güçle düşmanların bütün planlarını bozdu. Onlara kayıplar verdirdi. Çanakkale Boğazı'nı geçmelerini önledi. Bu başarılar sonucu rütbesi albaylığa yükseltildi ve Anafartalar Kahramanı olarak anılmaya başladı.
Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı'ndan sonra Diyarbakır'daki kolordu komutanlığına atandı. Bu görevde iken rütbesi generalliğe yükseltildi. Muş ve Bitlis'i Ruslardan kurtardı. (1916)
Daha sonra 7. Ordu Komutanlığına atandı. Bu ordu Halep'te toplanıyordu. Atatürk grup komutanı oldu. Alman generalinin ordunun yönetimi konusundaki düşüncelerine karşı çıktı. Ordu komutanlığını bırakarak İstanbul'a geldi. Veliaht Vahdettin'in Almanya'ya yaptığı resmi geziye katıldı. Dönüşte hastalanarak Viyana ve Karlsbad'a gitti.
Bu sırada padişah 5. Mehmet öldü. Vahdettin VI. Mehmet adı ile tahta çıktı. Yurda dönen Mustafa Kemal yeniden 7. Ordun komutanlığına getirildi. Şam'da başkaldıran Arap kabileleriyle savaştı. Onların ilerlemesini önledi. Bundan sonra Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atandı. Bu sırada savaş sona ermiş, Mondros Silah Bırakışması imzalanmıştı. Mustafa Kemal bu bırakışmanın kötü koşullarını kabul etmedi. Emrindeki silah ve kuvvetleri düşmana vermeyeceğini hükümete bildirdi. Bunun üzerine komuta ettiği Yıldırım Orduları Grubu kaldırıldı. Mustafa Kemal de İstanbul'a döndü.

ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN BAŞLAMASI

Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'da padişah ve devlet ileri gelenleri ile yaptığı görüşmeler sonucu İstanbul'da yapılacak çalışmaların bir yarar sağlamayacağını anladı. Yurdu kurtarmak için Anadolu'ya gitmeye karar verdi. Yakın arkadaşlarının yardım ve işbirliği ile görev bölgesi Samsun ve dolayları olan 9. Ordu Müfettişliğine atandı. 16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru ile yola çıktı. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal yurdu düşmanlardan kurtarmayı ve yeni bir Türk Devleti kurmayı amaçlayan büyük ve tarihi çalışmalarına bulunuyordu.
Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'dan Anadolu'ya çıktı. Burada bir hafta kaldıktan sonra Havza'ya geldi. Buradan Amasya'ya geçerek valilere, komutanlara, ulusal örgütlere bir genelge gönderdi. Bu genelgede yurdun bağımsızlığını sağlamak için bütün yurttaşlara çağrıda bulundu. Daha sonra yol boyunca uğradığı il ve ilçelerdeki yetkililerle görüşerek, onlara yurdu kurtarma ve bağımsızlığına kavuşturma tasarısını anlattı. Havza'dan Amasya'ya ve Sıvas'a oradan da Erzurum'a gitti.
Bu sırada padişah kendisini İstanbul'a çağırıyordu. Artık ülkemizin kurtulması ve egemenliğin sağlanması için gerekli ortam hazırlanmış olduğundan Mustafa Kemal ordu müfettişliği görevinden ve askerlikten ayrıldığını İstanbul'a bildirdi. 23 Temmuz 1919 günü bir ilkokulun salonunda toplanan Erzurum Kongresi'ne başkanlık etti. Bu toplantıda, yurdun düşmanlardan kurtarılması için çalışma kararı alındı.
Mustafa Kemal bu kongreden sonra 4 Eylül 1919 günü Sıvas Kongresi'ni topladı. Bu toplantıda da Erzurum'da alınan kararlar üzerinde durdu. Bundan sonraki çalışmaların Ankara'da yapılmasına karar verildi. Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık günü Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı yöneteceği kent olan Ankara'ya geldi. Çalışmalarını Ankara'da sürdürdü. İllere bir genelge göndererek Millet Meclisi'nin hemen toplanabilmesi için temsilcilerin seçilmesini istedi.
23 Nisan 1920 günü ulusun temsilcilerinden oluşan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Meclis Mustafa Kemal'i başkanlığa seçti.
Böylece Ankara'da ulus temsilcilerinden oluşan bir meclis işe başlamış oldu. Bu meclisin kuruluş esası egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olması ilkesiydi.
Meclis, Osmanlı hükümeti ile düşman ülkeleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nı tanımayacağını bütün dünyaya duyurdu.
Ankara'da Millet Meclisi'nin açılması, Mustafa Kemal'in başkan seçilmesi padişah ve onun hükümetini çok korkuttu. Özellikle Sevr Antlaşması'nın tanınmayacağı yolundaki karar onları büsbütün kuşkulandırdı. Düşmanlarla işbirliği yapan bir takım gericileri Anadolu'nun çeşitli yerlerinde örgütlediler. Büyük Millet Meclisi'ne karşı ayaklanmalar başladı.
Mustafa Kemal ve arkadaşları İstanbul Hükümeti tarafından vatan haini olarak ilan edildi. Haklarında ölüm cezası kararı verildi.
Bütün bunlar olurken Ankara'da ve bütün Anadolu'da yürekleri yurt sevgisi ile dolu insanlardan oluşan bir ordu kuruluyordu. İstanbul'dan kaçarak gelen subay ve aydınlar bu orduda görev alıyorlar, yurdun dört bir yanından koşup gelen erlerimiz de silahlandırılarak cephelere gönderiliyordu.
Eskişehir yöresinde İnönü'de, Yunan ordusu ile karşı karşıya gelen bu genç ordu, Yunanlıları I. ve II. İnönü Savaşı adı verilen iki büyük savaşta yenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin varlığını, sesini bütün yurda ve dünyaya bir kez daha duyurdu.
Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'i olağanüstü yetkilerle başkomutanlığa getirdi. Ordularımız Sakarya kıyılarında 22 gün 22 gece süren savaş sonucunda Yunan ordularına karşı yeni bir zafer kazandı. Bu başarısı üzerine Mustafa Kemal'e orduda en büyük rütbe olan mareşallikle birlikte Gazi unvanı verildi. Sakarya Meydan Savaşı adı ile tarihe geçen bu savaşta ordumuzun gücü dünyaya bir kez daha tanıtıldı.
Artık düşmanı yurdumuzdan atacak son ve kesin savaşın hazırlıkları başlamıştı. Bu amaçla bütün yurttaşlar savaşa hazırlandı. Kadınlar, dedeler, nineler, kağnılarla cepheye silah ve yiyecek taşıdılar. Birliklerimiz düşmanı can evinden vurmak için yerlerini aldılar.
Bu sırada Yunan ordusu Afyonkarahisar bölgesine çekilmişti. Yetkili kişiler Yunanlıların hazırladığı siperlerden geçme olanağının bulunmadığını, bu nedenle Türklerin Yunanlıları yenmesinin söz konusu olamayacağını ileri sürüyorlardı. Ancak bu uzmanlar ulusal bir davaya inanmış insanların ne denli güçlü olabileceğini hesaba katmıyorlardı. Hazırlıklarını bitiren ordumuz, 26 Ağustos 1922 sabahı çok erken saatlerde yeri göğü titreten topçu ateşiyle saldırıya geçti. Çok kanlı çarpışmalar oldu. Atatürk'ün yönettiği bu savaşa tarihimizde Başkomutanlık Meydan Savaşı denir. Düşmanlar erlerimizin kahramanca saldırısına dayanamadılar. Ellerindeki silah ve cephaneyi bırakarak canlarını kurtarmak için kaçtılar. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül günü ordumuza ; "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri!.." emrini verdi. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başarıya ulaşması özlemiyle yanıp tutuşan kahraman erlerimiz kaçan düşmanın ardından gece gündüz demeden hızla ilerledi. 9 Eylül sabahı birliklerimiz İzmir'e girdi. Yabancı bayrakların dalgalandığı yerlere bayrağımız çekildi. Düşmanların çoğu limanda bulunan savaş gemilerine binerek kaçtılar. Kalanlar tutsak edildi. Böylece Kurtuluş Savaşımız bitti.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURULMASI

Bundan sonra Mustafa Kemal Paşa Ankara'ya gelerek yüzyılların ihmali sonucu geri kalmış yurdumuzun, bayındır bir ülke olması için gerekli çalışmalara başladı.
Öncelikle ulusa ve yurda artık zarardan başka bir şey vermeyen padişahlığı kaldırdı. Son padişah Vahdettin, ordumuzun zaferini öğrenince düşmanla birlik olup yurttan kaçmıştı. 1 Kasım 1922 günü altı yüzyıldan beri yurda ve ulusa egemen olan Osmanlı saltanatı tarihe karıştı.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile tüm uluslar Türk'ün zaferini kabul etti. Artık Türk ulusunun yönetim şeklinin kesin olarak belirlenmesi zamanı gelmişti. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının isteği ile Büyük Millet Meclisi 29 Ekim 1923 günü alkışlar arasında Türkiye'nin devlet şeklini Cumhuriyet olarak kabul etti. İlk Cumhurbaşkanlığına da Mustafa Kemal seçildi. O tarihte 42 yaşındaydı. Ulusu, O'nu yüce yere getirmiş böylelikle O'na olan borcunu ödemek istemişti.
Padişahlığın kaldırılmasından sonra 3 Mart 1922 günü Halifelik kaldırıldı.
Bundan sonra Mustafa Kemal, yurdun bayındırlığı ve ulusumuzun yücelmesi için hukukta, ekonomide, sosyal alanda inkılaplar yaptı.
Genç yaştan beri cephelerde güç koşullar içinde yaşayan Atatürk'ün sağlığı gün geçtikçe bozulmaya başladı. Hasta olduğu günlerde bile hiç dinlenmeden devlet ve yurt işlerinde çalışması onu büsbütün yıprattı. Hastalığı artınca İstanbul'a gitti. Orada Savarona yatında kaldı. Devlet işlerini buradan yürütüyordu. Zaman zaman da gemi ile geziler yapıyordu. Ancak hastalığı günden güne artıyordu. Çok istediği halde Cumhuriyet'in 15. Yıldönümü törenlerinde hazır bulunmak için Ankara'ya gidemedi.
8 Kasım gecesi komaya girdi. 9 Kasımda da aynı durum sürdü. Yabancı ülkelerden gelen doktorlar da Türk meslektaşları gibi O'ndan ümitlerini kestiler. 10 Kasım sabahı "Saat Kaç ?" diye sordu. Bu Atatürk'ün son sözleri oldu. Saat dokuzu beş geçiyordu. Atatürk ölmüş, onunla birlikte tarihin en büyük askeri, devlet adamı, devrimcisi göçüp gitmişti. Atatürk'ün ölüm haberi tüm yurtta ve dünyada büyük bir acı yarattı. Bayraklar yarıya indi. Yurtta yas ilan edildi.
İstanbul halkı Dolmabahçe Sarayı'ndaki tabutu önünden günlerce hıçkıra hıçkıra geçti. 19 Kasım günü Saray'dan alınan tabut törenle Yavuz zırhlısına getirildi. 20 Kasım günü Ankara'ya getirilen cenaze Büyük Millet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankaralılar sevgili Ata'nın önünden gözyaşı dökerek geçtiler. 21 Kasım günü Atatürk'ün cenazesi geçici olarak kalacağı Etnoğrafya Müzesi'ne kondu.
10 Kasım 1953 günü Atatürk 'ün naaşı, yapımı biten Anıtkabir'e uğruna yaşamını adadığı sevgili yurt topraklarına verildi.
Yurdumuzun kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk eserleri, kişiliği ve ilkeleri ile gönüllerimizde yaşıyor.

ATATÜRK'ÜN İNKILAP VE İLKELERİ

Atatürk döneminde gerçekleştirilen köklü değişikliklere Atatürk İnkılapları (Devrimi) denir. Atatürk devrimleri ileriye, güzele, iyiye doğru yapılan köklü değişikliklerdir. Atatürk'ün dünya görüşünü oluşturan temel inançlar da Atatürk ilkeleridir. Atatürk devrim ve ilkeleri bir bütündür. Bu bütün, çağdaş uygarlığa ulaşmayı amaçlar.

ATATÜRK İNKILAPLARI

Atatürk inkılapları ile çağdaş bir devlet niteliğine kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Tarımın modernleşmesinde devlet öncü oldu. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Sonunda ülkemiz bayındır oldu. Ulusumuz zenginleşti.
Siyasal Alanda Yapılan Değişiklikler :
Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde 1919 yılında başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımız 1922'de tamamlandı. Osmanlı Devleti yöneticileri bu savaşın önderleri hakkında ölüm fermanları imzalamaktan çekinmediler. Kurtuluş Savaşı bittiği zaman bir yanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti, öte yanda Osmanlı Saltanatı vardı. Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922 günü kabul ettiği bir yasa ile tarihimizde saltanat dönemi kapandı. Yeni bir dönem başladı. Osmanlı Saltanatının kaldırılmasından sonra 1921 Anayasası'nda değişiklikler yapıldı. 29 Ekim 1923 günü Türkiye Devleti'nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.
Cumhuriyetin ilanı ile tarihimizde Cumhuriyet Dönemi başladı.
Hukuk Alanında Yapılan Değişiklikler :
Cumhuriyet öncesinde yargı işleri din adamları tarafından görülürdü. Kadı adı verilen yargıçlar din kurallarına göre karar verirdi. Hukuk alanında yapılan değişiklikle eski mahkemeler kapatıldı. Eski yasalar yürürlükten kaldırıldı. Uygar ulusların yasaları örnek alınarak boşanma, miras, ceza hukuku yeniden düzenlendi. Hukuk devrimi ile kadın - erkek arasında eşitlik sağlandı. Miras konusunda kadın ve erkek eşit pay almaya başladı. Kadınlar da erkekler gibi seçme ve seçilme hakkına kavuştu.
Eğitim Alanında Yapılan Değişiklik :
Osmanlı Devletinde eğitim sistemi dinseldi. Mahalle okulunu bitirenler isterlerse öğrenimlerini Medreselerde sürdürürlerdi. Medreselerde genel olarak dini bilgiler öğretilirdi. Bu öğrenim kurumlarında tekniğe, bilime önem verilmezdi. Medreselerin yanı sıra İmparatorluğun devlet işleri için kurulmuş Enderun adlı Saray Okulu vardı. Çok sonraları Tanzimat Döneminde Ortaokul dengi Rüştiye, Lise dengi İdadi ve Sultani okulları açıldı. Daha sonra Tıp, Harp Okulu, Mülkiye Okulları kuruldu.
Cumhuriyet döneminde dine bağlı eğitim sistemine son verildi. Eğitim kurumlarında bilimsel yöntem ve ilkelere dayalı eğitim çalışmaları başladı. Tüm okullar bu ilkelere göre yeniden örgütlendi.
Atatürk eğitime, öğretime çok önem verdi. Bilgisizliği kısa yoldan çözmek, okuma yazmayı kolaylaştırmak amacı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Alfabe Yasası'nı kabul etti. Bu alfabe ile okuma yazma öğrenilmesi için Ulus Okulları açıldı. Bütün yurtta okuma yazma öğrenme çalışmaları başladı. Atatürk, Ulus Okullarında Başöğretmen olarak dersler verdi.
Harf değişikliğini, dilde özleşme izledi. Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşan Osmanlıca yerine Türkçe konuşulup yazılmaya başlandı. Atatürk Türk Dili'nin benliğine kavuşma çalışmalarını yürütmek amacı ile 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdu. Dilimiz yabancı sözcüklerden arındı.
Ekonomik Alanda Yapılan Değişiklikler :
Lozan Barış Antlaşması ile yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Ülkemiz kendi zenginlik kaynaklarına sahip çıktı. Her alanda devlet öncülük etmeye başladı. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Modern tarım çalışmalarına başlandı. Yollar, özellikle demiryolları yapımında büyük çaba gösterildi. Böylece yurdun en uzak yerlerine ulaşma olanağı hazırlandı. Ekonomik bağımsızlığımız kazanıldı. Ekonomik alanda sağlanan bu başarılar sonucu yurdumuz bayındırlaştı. Ulusumuz zenginleşti. Halk için ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı. Çağdaş vergilendirme yöntemleri uygulanmaya başlandı.
Sosyal Alanda Yapılan Değişiklikler :
Atatürk, ulusumuzun uygar uluslar düzeyine ulaşması için, sosyal alanda da köklü değişiklikler yaptı. Yeni okullar açtı. Hastaneler, dispanserler kurulmasını sağladı. Güzel sanatların gelişmesi için gerekli girişimlerde bulundu. Konservatuar kuruldu. Stadyumlar, spor alanları, kapalı spor salonları yapıldı. Uygar bir toplum için gerek duyulan tüm sosyal kurumlar Atatürk döneminde açıldı.
Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler :
Atatürk dünya ile ilişkilerimizi düzenli yürütmek için ölçü birimlerinde değişiklikler yaptı.
Uzunluk ölçüsü birimi olarak arşın, endaze; ağırlık ölçüsü birimi olarak okka, dirhem gibi ölçüleri kaldırarak bugün kullanmakta olduğumuz ölçü birimlerini kabul etti.
Yurdumuzda daha önce takvim Hicri takvime göre düzenlenmişti. Buna göre dünyanın kullandığı takvimle aramızda 580 yıl kadar bir farklılık vardı. 1 Ocak 1926 tarihinden sonra bizde de Miladi takvim kullanılmaya başlandı. Eskiden ülkemizde ezani saat kullanılıyordu. Bu saat uygar ülkelerin kullandığı saate uymuyordu. Takvimde olduğu gibi saatler arasındaki bu uymazlık büyük karışıklıklara neden oluyordu. Bunları ünlemek için takvimle birlikte bugünkü kullandığımız saat kabul edildi.
Hafta tatili Cuma'dan Pazar gününe alındı.

ATATÜRK İLKELERİ

Atatürk'ün dünya görüşünü oluşturan temel inançlarına Atatürk ilkeleri denir. Atatürk ilkeleri bir bütündür. Başlıcaları şunlardır :
Cumhuriyetçilik :
Cumhuriyet, halkın halk tarafından yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik ulusundur. Ulus egemenlik hakkını ve yetkisini temsilcileri aracılığıyla kullanır. Halkın temsilcileri Büyük Millet Meclisi'ni oluşturur. Ülkeyi bu meclis yönetir. Yönetimi bu meclis denetler. Atatürk, belirli kişi, topluluk ve ailenin ülke yönetiminde söz sahibi olmasını doğru bulmazdı. Bu amaçla saltanat yönetimini kaldırarak 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etti.
Halkçılık :
Cumhuriyet yönetimi halkçılık ilkesinin benimsenmesi ile yerleşir. Halkçılık, halkın genel mutluluğunu düşünmektir. Halkçılık ilkesi halkımızın sosyal, kültürel, ekonomik yönden gelişip güçlenmesini amaçlar.
Laiklik :
Cumhuriyetten önce ülkemiz din kurallarına göre yönetilirdi. Devleti ilgilendiren önemli konularda din adamlarının onayı gerekirdi. Din adamları Müslüman olmayan bilim adamlarının buluşlarını, yeniliklerini benimsemezlerdi. Bunlara karşı çıkarlardı. Bu nedenle Osmanlı imparatorluğu önceleri durakladı. Sonra geri kaldı. Dinin devlet işlerine karıştırılması yurdumuza yeniliklerin girmesini geciktirdi. Atatürk din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı. İnsanların dini inançlarında, ibadetlerinde serbest olduğunu belirtti. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına Laiklik denir.
Devletçilik :
Bu ilke ekonomik kalkınmada devlete büyük görevler yükler. Atatürk sosyal, kültürel, ekonomik alanda kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için devletin büyük masraflar isteyen konularda öncülük etmesini isterdi. Bu amaçla yurdun birçok yerinde hava alanları kuruldu. Devlet eliyle Bursa'da Merinos, Nazilli'de Bez fabrikası, Uşak'ta Şeker fabrikası açıldı. Demir - Çelik sanayiinin geliştirilmesi amacı ile Karabük Demir - Çelik fabrikası, madenlerimizin işletilmesi için Etibank kuruldu. Devlet eliyle limanlar yapıldı. Türk Hava Yolları kuruldu. Yurdumuzdaki demiryolları devlete mal edilerek genişletilmeye, işletilmeye başlandı.
Milliyetçilik :
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın çıkış noktasını oluşturur. Atatürk'ün bu ilkesi dünyada ezilen ulusların kurtuluşuna ışık tutmuştur. Atatürk'ün milliyetçiliği kültür ve düşünce birliği temeline dayanır. Ulus bireylerinin tasada ve kıvançta bir ve beraber olmalarını ön görür. Atatürk yurt ve dünyada barış ülküsüne bağlı bir önderdi.
İnkılapçılık :
İnkılap ; ileriye, güzele, iyiye doğru yapılan köklü değişikliklerdir. Bu amaçla Atatürk bir dizi değişiklikler yapmıştır. Değişen, ilerleyen dünyamızın gerisinde kalmamak için ilerlemek zorundayız. Sonsuza doğru durmadan ilerleyeceğiz. Atatürk inkılaplarının bekçisi, ilkelerinin savunucusu bizleriz. Atatürk ilkelerini korumak ve kollamak ulusal bir görevdir.
ATATÜRK VE HALK

Atatürk, tam bir halk adamıydı ve asıl kuvvet kaynağının halk olduğu inancında idi.
Cumhuriyetimizin 3. Yıldönümünde Ankara şehri, köylerden ve kasabalardan gelen halk ile dolmuştu. Tribünlerde geçit resmini selamlayan Atatürk'ü kadın, erkek bütün halk çılgınca alkışlıyordu. Atatürk, tribünden ayrılacağı sırada halk ile arasındaki asker kordonunun kaldırılmasını emretti, yaverini yanından uzaklaştırdı, halkın içine girdi. Ellerini halktan iki vatandaşın omuzlarına dayamış, adeta kendinden geçmiş ilerliyordu. Halk onu incitmemek için arada bir boşluk bırakmıştı. Hayli gittikten sonra :
--- Artık otomobile binseniz dediler :
uyanır gibi oldu. Yanındakine :
--- Sen belki ömründe sevmemişsindir; fakat hiç sevildin mi ? dedi. Bundaki zevk hiç bir şeyde yok. Hele aşkın Türk Milleti olursa. Beni bu zevkten biraz daha ayırmayın.
Taşhan'ın önüne kadar böyle, halkın kucağında geldi.
Cumhuriyetin 12. Yıldönümü için birçok döviz hazırlanmıştı. "Atatürk bizim en büyüğümüzdür.", "Atatürk bu milletin en yükseğidir."," Türk milleti asırlardan beri bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı." Gibi Döviz listesini gözden geçiren Atatürk hepsini çizdi, yalnız şunu yazdı :"Atatürk bizden biridir."
Atatürk der ki :"Millet sevgisi kadar büyük bir sevgi yoktur." İstiklal Savaşında benim de milletime yaptığım bazı hizmetler olmuştur sanırım. Fakat bunlardan hiç birini kendime mal etmedim. Yapılanların hepsi milletin eseridir, dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur.
Geçmişte medeniyetler kurmuş bir soyun çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız gereken şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Yarıda bırakılmış daha bir çok büyük işlerimiz vardır. Ben arkadaşlara şunu tavsiye ederim. Şahsınız için değil, kendisinden olduğunuz millet için çalışınız.

Falih Rıfkı ATAY
(Babamız Atatürk, 1955)

ATATÜRK ŞİİRLERİ

10 KASIM TÜRKÜSÜ
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyle
Bozkır ovalarına, Erciyes'e Ağrı'ya
Ulusun egemen olduğunuÖzgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte,Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız, Dere tepe bucak köy,
Yeryüzü yaşamalarımla değil Oralarda, Senin gittigince!
Atatürk, taşıyacağımÇanakkale'de, Sakarya'da, Çankaya'da, al al,Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken,Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.
F. Hüsnü DAĞLARCA

ATATÜRK

Sen Atatürk'ü tanımazsın çocuğum
Ne insandı O, ne insandı. İzmir'e gelişini görseydin.
Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.
Benzerdi sana, bana Bizim gibiydi eli, ayağı Ama bir yol baksaydın yüzüne.
İçin sevgisiyle dolardı.
Vapura biniyorsak dilediğimizde,
Sokakta geziyorsak hür, İyi bak dört yana,
Atatürk'ün aklı görünür.
Arı Türkçe konuşuyorsak, Türkçe düşünüyorsak bugün,
Her işimizde O'nun gücü. Büyük öğretmeni Türk'ün.
Halkımızın arasında, halktan, Davul vurur dengi dengine
. Dünya rastlamış mıdır?
Atatürk'ün dengine.
N. Ulvi AKGÜN

ATATÜRK'Ü DUYMAK

Ulu rüzgâr esmedikçe Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç; Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe Cılız sözler:
Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL

ATATÜRK GÜLÜMSEDİ

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Siz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca.
Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz
düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklayamadı sevincini.
Baktı ki gençsiniz
bilgili Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca.
Baktı ki karışmış aramıza
Çiziyorsunuz yolu
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu.
Anlaşılan bütün yaz Atatürk gözünü kırpmamış
Çünkü boşmuş sıralar
Çünkü harf okunmamış.

Ama baktı ki gün doğmuş
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar
Bir iştah kızda oğlanda.
Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde Günaydın demiş derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde
Baktı ki Türkiye'si Türkiye'miz Aydınlık ufuklara yürüyor hızla
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.
Talât TEKİN

ATATÜRK YAZAR

Sordum seni;
Dağına, taşına Türkiye'min
,Herkes kendinden emin,
Yükseldi gür sesler;
Umutlar, sevgiler
:O biziz,
O bizleriz.
Hepimiz bir parçayızAtatürk'te
,Bütün doğa,Atatürk'ü anar,Atatürk'ü şaşar
.Herşeydir
OTürkiyem'de.
Göller, ırmaklar, ormanlar
İmza imza Atatürk yazar.
M. Vasfi SARAL



KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN

Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT

12 Haziran 2008 Perşembe

6.SINIF YAZILI SORULARI

ADI SOYADI:
SINIFI: OKUL NUMARASI

…………………………… İLKÖĞRETİM OKULU 6. SINIFLAR SOSYAL BİLGİLER DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILI SORULARI

- Dünyamız herhangi bir noktayı paralel ve meridyenlerden belirleriz. En büyük paralel …………………………………..dur. Başlangıç meridyeni ise ……………………………..…………………. Dan geçer. (5 puan)

- Paraleller ve Meridyenler Hakkında aşağıda bilgiler verilmiştir. Bu bilgilerden Yanlış veya doğru olanları Y veya D şeklinde boşluklara işaretleyiniz. (5 puan)
( ) Ekvator Paralellerin başlangıcıdır.
( ) Meridyenler 90 Âdeti Doğuda 90 âdeti Batıda yer alır
( ) İki Boylam Arası 4 dakikadır.
( ) İki Paralel arasındaki uzaklık 99 km’dir.

- Türkiye’nin Matematik Konumunu aşağıya yazınız? (5 puan)





- Aşağıda Verilen Ölçeklerden hangisinde ayrıntıya daha çok yer verilebilir? (Cami Ev gibi) (5 puan)
a) 1/1.200 b) 1/55.000 c) 1/800.000 d) 1/1.200.000

- Ölçek Nedir? Yazınız? (5 puan)





- Piri Reis’in haritasında hangi ülkeler ve kıtalar yer almaktadır? Yazınız? (5 puan)



- Aşağıdaki Verilen Bilgileri doğru veya yanlış olarak işaretleyiniz? (5 puan)

( ) 200- 300 Yıllık Ölçümler Sonucu İklim Belirlerin
( ) Dağların Doruklarındaki Kalıcı karların (toktağan kar) Sebebi Yüksekliktir.
( ) Kutuplardan Ekvatora gidildikçe sıcaklık Artar.
( ) Karalar denizlere göre daha geç ısınıp daha geç soğur.
( ) Dağların denize bakan yamaçları daha fazla yağış alır.

- Hayatında Hiç kar görmemiş bir insanın yaşadığı yer ve o yerin iklimi hakkında neler söyleyebiliriz ? Yazınız? (5 puan)







- a) Türkiye’de En Fazla yağış alan bölgemiz (veya şehrimiz) …………………….. dır.
b) Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı olan iklim………………………….dir.
c) İç Anadolu’ iklimi ………………….. iklimdir
d) Karadeniz ikliminin bitki örtüsü ……………………, Karasal İklimin bitki örtüsü, ………………, Akdeniz ikliminin bitki örtüsü …………………….dır.
(5 puan)


- Yağmur Nasıl oluşur. Açıklayınız (Resim ve Şekil kullanabilirsiniz) (5 puan)






- Yerkürenin yaklaşık %............ karalarla kaplıdır. Bunun % ……… yaşama elverişlidir. Geri kalan yerlerin özellikleri ise : …………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… İlk Çağlarda İnsanlar Yerleşim Yeri Seçerken Neler Dikkat ederlerdi? Siz ve Aileniz Buraya yerleşirken nelere dikkat ettiniz? Yazınız? (5 puan)





Dünya’nın En eski Yerleşim Olanı (höyük) ……………………. – Burada yapılan kazılarda elde edilen buluntulardan bazıları…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………. (5 PUAN)

- Sard, Gordion, Künk, Frigler, Lidyalılar, Hititler, İyonlar, Hattuşaş Tuşba, Mimari, Bent, Baraj, Sulama Kanalı, Anal, Güneş Kursu, Persler, Yunanlılar, Osmanlı, Ankara, Fresk, Farslar,
Yukarıda verilen kelimeleri aşağıdaki boşluklara yazınız. Not: Dikkat her yukarıda verilen bazı kavramlar aşağıda kullanılmamıştır. Fazladan kelimeler verilmiştir. Bir kelimeyi birden fazla kullanabilirsiniz. (20 puan) Her doğru cevap 2 puandır

-Anal dediğimiz çivi yazısı ile yazılmış yıllıklar Anadolu uygarlıklarından …………………….. aittir.
-Hititlerin kullandıkları Su taşıma sistemlerine ……………………… denirdi.
-Başkenti Gordion’dur. En ünlü Kralları Midas’tır. Tarıma önem veren bu uygarlık …………………………….
-Parayı ticaret hayatına kazandıran Anadolu Medeniyeti ………………………………………….
-Efes ve Milet şehirleri bu medeniyete aittir. En ünlü yazarlarından biri Homerostur. Bu medeniyet …………………………..
-Urartuların Başkenti ………………. Urartular mimarinin ………………………. Alanında ile gitmişler ve ……………………, ……………………., ……………………….. yapmışlardır.
-Lidyalıların Başkenti ………………..dır.
-Taş işçiliğini geliştirerek sağlam kaleler yapan Anadolu Uygarlığı ………………………………
-Ünlü Ticaret Yolunu, Kral Yolunu Yapan Anadolu Uygarlığı ………………………………
-Site Adı verilen şehir devletlerinden Yaşayan Anadolu Uygarlığı ……………………………………


- BİLGİLER DERSİ 6.SINIF 1.DÖNEM 1.YAZILI
1-Kuş gribi hızla yayılıyor…
Uzakdoğu Asya’da kuşlar ve kümes hayvanları arasında başlayıp daha sonra insanlara geçen kuş gribinin, Rusya ve Romanya’dan sonra ülkemizde de görülmesi, hastalığın sınırlı bir salgın olmayıp, tüm dünyayı tehdit ettiğine dair uyarıları doğruladı…

Yukarıdaki gazete haberinden yola çıkarak Türkiye ve Dünya’da kuş gribinden kimler nasıl etkilenmiştir?

2-Aşağıdaki cümlelerden hangisinin olgu ,hangisinin görüş olduğunu belirleyiniz.OLGU: O GÖRÜŞ: G Harfleriyle gösteriniz…
a)Kisecik Köyü Türkiye’nin en güzel köyüdür.(…) b)Yükseklere çıkıldıkça hava sıcaklığı azalır. (….)
c)Türkiye ‘nin üç tarafı denizlerle kaplıdır. (…) d)Telefon,çağımızın en gelşmiş iletişim aracıdır.(…)

3-Sizde ikişer tane olgu ve görüş cümlesi yazınız..
OLGU: 1-………………………………………… GÖRÜŞ:1-……………………………………………….

2-………………………………………… 2-……………………………………………….

4-Hatay ili hakkında bilimsel bir araştırma yapmak isterseniz :bu araştırmayı nasıl yürütürdünüz?

5- Mağazadan bir bilgisayar aldınız.Ancak bilgisayarı eve getirdiğinizde çalışmadığını gördünüz.Bu durumla ilgili kimlere başvurmanız gerekmektedir?Hakkınızı nasıl arardınız?




6- Sosyal Bilgiler dersi bizlere neler kazandırmaktadır?







7-Aşağıda verilen bilgilerden hangisi Türk Dil Kurumunun amacı ile ilgilidir?
a)Türk tarihini araştırmak.
b)Türk dilini diğer yabancı dillerin etkisinden korumak.
c)Yeni bir tarih tezi ileri sürmek.
d)Türk eğitim sistemini yenilemek.



8-Aşağıdakilerden hangisi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sosyal bilimlerin gelişmesi için kurulmasına öncülük ettiği kurumlardan biri değildir.?

a)Türk Dil Kurumu
b)Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
c)Gazi Üniversitesi
d)TRT



9-Türk Tarih Kurumunun kuruluş amacı nedir?Açıklayınız…



TTK





10-Gazi Üniversitesi kaç yılında kurulmuştur?

a)1926
b)1932
c)1934
d)1944

NOT:Her soru 10 puan değerindedir…

6.SINIF DÖKÜMANLAR

ÜNİTE 5: İPEK YOLUNDA TÜRKLER
- İpek Yolu: Çin’den başlayıp Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, İran üzerinden İstanbul’ kadar uzanan yola ipek yolu adını veriyoruz. Çin’den ipek ticareti yaygın olarak yapıldığı için yola bu ad verilmiştir.
Türk Adının Anlamı Ve Kökeni:
1-Ziya Gökalp'e göre; Töre kelimesinden gelir. Buna göre Türk: "Türeli=Nizamlı, geleneklerine bağlı" demektir.
2- Danimarkalı Bilgin WAMBERY'e göre Türemekten (Türük) gelir. Buna göre Türk demek TÜREMİŞ, ÇOĞALMIŞ demektir.
3- Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügatıt Türk" adlı eserinde Türk demek "OLGUNLUK ÇAĞI" demektir.
4- Genel olarak Türk demek, GÜÇLÜ, KUVVETLİ manasında kabul edilir.
- İlk Türklerin anayurdu Orta Asya’dır. Fakat zamanla çeşitli nedenlerle göç etmişlerdir.
Göçlerin Sebepleri:
1- Nüfus artışı ve toprakların yetersiz kalışı, 2- Olumsuz iklim şartları(Kuraklık, şiddetli kışlar)
3- Kendi aralarında ve diğer kavimlerle olan mücadeleler 4- Salgın hastalıklar
5- Türklerin Cihan hâkimiyeti düşüncesi. 6- Çin’in baskı ve hileleri

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti)(Mö. 220-Ms.300)
- Kurulduğu tarih kesin olarak bilinmemektedir. Tarihte bilinen İLK TÜRK DEVLETİ'dir.
-** Bilinen ilk hükümdarı TUMAN (Teoman)'dır. Teoman'dan sonra yerine oğlu METE HAN geçmiştir.
- Asya Hun devleti METE HAN zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
- Çinliler Türk akınlarına karşı koymak için ÇİN SEDDİ'ni yaptılar. *ÇİN SEDDİ; 2450 km uzunluğunda , 11 metre yüksekliğinde 7,5 m gerişliğinde kalınlığındadır.Yinede Türk akınlarına engel olamamıştır.
- **Mete orduda 10’luk sistemi uyguladı. Günümüzde orduların çoğu daha bu sistemi kullanmaktadır.
- Oğuz Kağan Destanını önemli destanlarıdır. Bu destandaki kişinin Mete olduğu sanılmaktadır.
- Tarihte ilk defa bütün Türkleri tek bayrak altında toplayan Türk Devleti Asya Hun devletidir.
- Büyük Hun Devleti VERASET SİSTEMİ ve ÇİN SİYASETİ nedeniyle Doğu ve Batı Hun Devleti diye ikiye ayrıldı. Batı Hunları ARAL GÖLÜ civarına göç etmek zorunda kaldılar. Doğu Hunları ise Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrıldı. Ve daha sonra Çinliler tarafından ortadan kaldırıldı.

Kavimler Göçü:
- Hun Devleti yıkıldıktan sonra Çin baskısından kurtulmak için bazı Hun boyları İtil’in batısına geçerek Karadenizin kuzeyine göç ettiler. Bu göç sırasında önüne çıkan devletleri ya yönetimine aldılar yada onlarda ileri doğru kaçtı.
- Tarihte devletlerin bu yer değiştirmesine “ Kavimler Göçü” denilmektedir.
- Göç eden bu Türkler Avrupa Hun Devletini Kurdular..
Kavimler göçünün sonuçları:
- Roma İparatorluğunun çöküşü hızlandı.İmparatorluk 395’te ikiye ayrıldı.
- 476’da batı Roma İmparatorluğu yıkıldı. Toprakları üzerinde birçok devlet kuruldu.
-Avrupa’nın etnik çehresi değişti.Yeni topluluklar ortaya çıktı.
- Avrupa bir karışıklık dönemi yaşadı
-Günümüz Avrupa devletlerinin temelleri atıldı.
-Avrupada feodalite dönemi başlamıştır.
-Avrupa Türk kültürüyle tanıştı.Balkanlarda Türk devletleri kuruldu.
** Feodalite (Derebeylik): Zengin toprak sahibi olan kişilerin oluşturduğu sistemdir. Toprakta çalışan köylüler toprakla birlikte alınıp satılabilirdi.

AVRUPA HUN DEVLETİ
- Kurucusu Balamir Han’dır.
- Anadolu’ya ilk Türk akınları bu dönemde olmuştur.
-Atilla döneminde Bizans vergiye bağlanmıştır.
-Batı Roma üzerine sefer yapılmış, fakat Papanın Hıristiyan dünyası adına Roma’yı kendilerine bağışlamalarını istemesi üzerine buranın alınmasından vazgeçilmiştir.
-Fransa üzerine düzenlenen Galya seferi Batı Roma’yı yalnız bırakmaya yöneliktir.

GÖKTÜRKLER
- Bumin Kağan 552’de Göktürk devletini kurdu. - Ötügen başkent olmuştur.
- **Türk adını kullanan ilk devlettir.
-Göktürk adı Göktürk yazıtlarında Kök-Türk şeklinde yazılmıştır.
- Bumin Kağanın ölümünden sonra iktidar mücadeleleri başladı.
- Çinliler bu mücadeleyi körükleyince Göktür kağanlığı iyice zayıfladı.ve siyasi birligi bozuldu.630 yılında yıkıldı.
II.göktürk devleti
- Kutluk Han 681 den itibaren Göktürkleri yeniden bir araya getirerek 2. Göktürk Devleti kuruldu.Bu devlete bu nedenle Kutluk Devleti de denilmektedir
.-Bu devlet en parlak dönemini Bilge Kağan, Kültigin veVezir Tonyukuk zamanındadır.
-Devletin zayflaması üzerine Türk boylarından Basmıller, Karluklar ve Uygurlar isyan ederek 742 yılında yıkıldı.
-** Göktürklerden günümüzü kalan en önemli eser Orhun Yazıtlarıdır(Göktürk Kitabeleri). Bu kitabeler Bilge Kağan, Kültigin Kağan ile vezir Tonyukuk adına dikilmiştir.
-** Bunlar yazılı ilk Türk belgeleridir. Orhun alfabesi ile yazılmıştır.
-** Bu yazıtları Danimarkalı Wilhem Thomsen (Vilyım Tamsın) çözmüştür.UYGUR DEVLETİ:- Karluk ve Basmiller'le birleşerek II. Göktürk Devletini yıkan UYGURLAR Orhun bölgesinde UYGURDEVLETİ'ni kurdular.(745) Kurucuları KUTLUK BİLGE KÜL KAĞAN, merkezleri Ordubalık (Karabalsagun)'dur.- Uygurlar Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğudur.- Manihizm’e inandılar. Bu inanışta et yemek günah sayıldığı için vücut yapıları değişti. Ve savaşçı güçlerini kaybettiler.-18 harfli Uygur Alfabesini hazırladılar.- Cengiz Han'ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğollar'ı devlet teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler.-Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar. (Özbek ve Çağatay Türkleri)-İlk Müslüman Türk Devleti Karahanlılar'la savaştılar.(Sebep Uygurların Budizmi, Karahanlıların İslamiyeti yaymak istemeleri.)-Tahta harflerden MATBAA'yı oluşturdular, pamuktan KAĞIT yaptılar.
- Kırgızlar tarafından 840 yılında yıkıldılar.
İSLAM TARİHİ
İslamiyet’ten Önce Arap Yarımadasının Durumu:
- İslamiyet’ten önce Arap yarımadasında Putperestlik yaygındı. Diğer dinler:-Sabilik : (Yıldız ve gök cisimlerine tapma)
-Mecusilik: ( Zerdüşt inancı. Ateşe tapma ) –Hıristiyanlık -Yahudiler -Hanif : (Hz.İbrahim’in tek tanrı inancı. Puta tapmazlar, içki içmezler ve haksızlık yapmazlardı. Hz. Muhammed’in anne ve babası da Hanif dinine bağlıydılar.)
- Bu dönemde kabileler arasında kavgalar vardı. Sadece haram aylarda savaşmazlar bu dönemde Kabe’deki putları ziyaret ederlerdi.
- Arap toplumu göçebe (bedevi) ve yerleşik halk olmak üzere ikiye ayrılırdı.

HZ MUHAMMEDİN HAYATI:
- 571 yılında Mekke’de doğdu. Annesinin adı Âmine, babasının adı Abdullah’tır.
- Babası doğmadan öldü, ona dedesi Abdülmuttalib baktı. Dedesi ölünce bu kez amcası Ebu Talib baktı.
- Hz. Muhammet amcası ile ticaret yaptı. Güvenirliğinden dolayı “Muhammed’ül emin” (Güvenilir Muhammed) adıyla anıldı.
- 25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi.
-40 yaşına doğru toplumdan uzaklaşarak zamanın çoğunu Hira Mağarasında geçirmeye başladı. Burada Cebrail (a.s) ona ilk vahiyi getirdi ve peygamberliği başladı. (611)
- Hz. Muhammed’e ilk inananlar: -Hz.Hatice -Hz.Ali -Hz.Ebubekir -Zeyd b. Harise
- Hz. Muhammed Mekkeliler tarafından tehdit edilince Mekke’den Medine’ye göç etti. 622 yılında bu göçe “Hicret” adı verilir.
- Mekke’den Medine’ye göçenlere “Muhacir” (göçmen), Medinelilere de “Ensar” (Yardımcı) adı verilir.
- Hicretle Medine’de ilk İslam Devleti kurulmuş oldu.
Hz. Muhammed’in Savaşları:
Bedir Savaşı
Tarih: 624 Taraflar: Mekkeli müşrikler - Medineli Müslümanlar
Sebep: Müslümanlar Mekke’den göç ederken bütün mallarını bırakmışlardı. Bunlara karşılık Mekke kervanını vurmaya karar verdiler.
Sonuç: 1-Zafer Müslümanların oldu. 2-Esirler 10 Müslüman çocuğa okuma yazma öğretirlerse serbest kalacaklardı.
Önemi: 1-Mekke ile Medinelilerin ilk savaşıdır. 2-Savaşın diğer bir ismi de Akrabalar savaşıdır. 3- Savaş sonunda Hz. Muhammed’in esirler ile ilgili aldığı karar eğitime ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
Uhud Savaşı
Tarih: 625 Taraflar: Mekkeli müşrikler - Medineli Müslümanlar
Sebep: Mekkeliler Bedir Savaşı’nın öcünü almak istediler.
Sonuç: 1-Hz. Muhammed yaralandı. 2-Hz. Hamza şehit oldu.
Önemi: Müslümanlar peygamberin sözünün dinlememenin cezasını ilk kez çektiler.
Hendek Savaşı
Tarih: 627 Taraflar: Mekkeli müşrikler - Medineli Müslümanlar
Sebep: Mekkeliler İslamiyet’in yayılmasını istemiyorlardı.
Sonuç: Selman-ı Farisi adlı bir İranlının tavsiyesi ile Medine’nin etrafında hendekler kazıldığı için Mekkeliler geri dönmek zorunda kaldılar.
Önemi: Hendek Savaşı, Mekkelilerin Müslümanların üzerine yaptığı son saldırı oldu. Bundan sonra Mekkeliler savunmaya çekildiler.
Hudeybiye Antlaşması
Tarih: 628 Taraflar: Mekkeli müşrikler - Medineli Müslümanlar
Önemli maddeleri: 1-Her iki taraf birbiri ile 10 yıl savaşmayacak. 2-Müslüman olup Medine’ye giden kişiler Medine’ye alınmayacak, Medine’den Mekke’ye gelenler ise geri verilmeyecek. ( Bu madde daha sonra kaldırılmıştır. Çünkü Medine’ye alınmayan Müslümanlar Mekke’ye dönmediler ve Mekke ile Medine arasında kalıp Mekke kervanlarını vurmaya başladılar.)
Önemi: Mekkeliler Müslümanların varlığını kabul etmişlerdir.
Hayber’in Fethi
Tarih: 629 Taraflar: Müslümanlar - Yahudiler
Sebep: Yahudiler, Mekkeliler ile birleşip Müslümanlara zarar veriyorlardı.
Sonuç: Medine-Şam yolu güvenlik altına alındı.


Mekke’nin Fethi
Tarih: 630 Taraflar: Mekkeliler - Müslümanlar
Sebep: Mekkeliler Müslümanlara karşı kuvvet toplamaya başlamışlardı.
Sonuç: 1-Hz.Muhammed, Kabe’yi ziyaret ederek putları kırmıştır. 2-Bütün Mekkeliler İslamiyet’i kabul ettiler. 3-Mekke’nin fethi bütün Arabistan’ın fethini sağlayan önemli bir başlangıç oldu. 4-Mekke’nin fethi ile İslam Devleti kuruldu.
Hz. Muhammed’in Vefatı
Hz.Muhammed, son seferi olan Tebük seferinden dönüşte hastalandı. İmamlığı Hz.Ebubekir’e bıraktı ve 8 Haziran 632’de vefat etti.
Hz.Muhammed, vefat ettiği odaya gömüldü.
Hz.Muhammed’in mezarına Ravza-yı Mutahhara (Cennet bahçesi) adı verilir.
( Peygamberin mezarı Medine şehrindedir.)
-** Hz. Muhammed’den sonra Dört Halife dönemi başladı. Halifeler seçimle iş başına geldiler.
- Şam valisi Muaviye EMEVİ devletini kurarak halifeliği saltanat haline getirdi.

EMEVİLER:
- 661 yılında Muaviye tarafından Şam merkez olmak üzere kuruldu.
Emevilerin İslam Dünyasında Yaptıkları Yenilikler:
1-Hilafeti saltanat haline getirdiler.
2-Arap olmayanlara kötü davranarak Arap ırkçılığını başlattılar.
3-İslam Devleti’nin gerçek anlamda kurulmasını sağladılar.
4-İslam Devleti en geniş sınırlarına Emeviler döneminde ulaşmıştır.
- Türkler Emevilerin Arap olmayanlara kötü davranması nedeniyle Müslüman olmadılar.
Emevi Devleti’nin Yıkılış Sebepleri:
1-Önemli görevlere Emevi soyundan olanları getirmeleri 2-Arap olmayan Müslümanlara değer vermemeleri
3-Hz.Ali’nin oğullarının hilafeti ele geçirme çabaları 4-Hz.Muhammed’in amcası Abbas’ın soyundan gelenlerin Emevlere karşı olması 5-Fetihlerin durması 6-Emevi ailesi arasındaki geçimsizlik
-Emevi ailesi Abbasiler tarafından yok edilmiştir.

ABBASİLER:
- 750 yılında Emevileri yıkarak, Ebu’l-Abbas Abdullah tarafından Bağdat başkent olmak üzere kuruldu.
- Abbasiler Emevilerin aksine ırk ayrımı yapmadılar. Bu dönemde birçok Türk Abbasilerde önemli görevlere geldi.
- Abbasiler bilime önem verdiler. Harezmi gibi birçok bilgin bu dönemde yetişti.
- Abbasiler Türk askerleri ve aileleri için “Samarra” Şehrini kurdular.
Türklerin Müslüman Olmaları:
- Araplarla Çinliler arasında yapılan “Talas Savaşı”nda Türkler Arapları desteklemişlerdir. Araplar savaşı kazanmıştır.
- Bu savaştan sonra Türkler İslamiyet’e geçmeye başladı.
-İlk Müslüman olan Türkler, Karluk, Yağma ve Çiğil boylarıdır.
- Devlet olarak; İlk Müslüman Türk devleti Karahanlılardır.

KARAHANLILAR
-Uygurların yıkılması ile Karluklar, Çiğil ve Yağma Türkleri ile birleşerek Karahanlılar Devleti'ni kurdular (840).
-** İlk Müslüman Türk devletidir.
-Satuk Buğra Han, İslamiyeti kabul etti. Karahanlılar, 960 yılından itibaren Müslüman bir Türk devleti haline geldi.
Karahanlılar, iç karışıklıklar sonunda doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Doğu Karahanlılar Karahitaylılar tarafından ortadan kaldırıldı (1211 ). Batı Karahanlılar ise Harzemşahlar tarafından yıkıldı (1212).

**** Kaşgarlı Mahmut “Divan_ı Lügâti Türk” adlı eseri yazmıştır. Amacı Türkçenin Arapçadan zengin bir dil olduğunu anlatmak ve Türkçeyi öğretmek için yazmıştır.
-**** Yusuf Has Hacip “Kutadgu Bilig” adlı eseri yazmıştır.Kutadgu Bilig Mutluluk Bilgisi anlamına gelir. Bu öğüt ve ahlak konusunda bilgiler verir. İnsanların iyi olması için neler yapması gerektiğini anlatır.

GAZNELİLER
- Alp Tigin Saman oğulları Devleti'nde hassa komutanı idi. Horasan'a vali olarak atandı. Bu görevden alınması üzerine Gazne'ye gitti. Yerli hanedanı devirerek bağımsız bir beylik kurdu. Başlangıçta Saman oğullarına bağlı olarak yaşadılar. Bu devletin yıkılmasından sonra bağımsız oldular.
- Ceyhun'a kadar uzanan topraklar, Gaznelilerin eline geçti.
- Gaznelilerin en parlak dönemi Sultan Mahmut (Gazneli Mahmut) devridir.
-Sultan Mesut, Büyük Selçuklularla Dandakan Savaşını yaptı ve yenildi. Bu savaştan sonra Selçuklular resmen kuruldu.
- Gazneliler savaşlarda filleri kullanıyordu. Buda karşı orduların dikkatini dağıtıyordu.

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ:
- Selçuk Bey kendine bağlı Oğuz boylarını toplayarak Cend şehrine yerleşti. Fakat bu dönemde Selçuklular devlet olarak kurulmadı.
- Çagrı ve Tuğrul kardeşler ülkenin başına geçtikten sonra, 1015 ten itibaren Anadolu’ya akınlar düzenlediler.
- Çağrı bey 1040 yılında Gaznelileri Dandanakan Savaşında yenince Büyük Selçuklu devleti resmen kuruldu.
- Tuğrul bey adına para bastırdı, hutbe okuttu. Bunlar bir kişinin sultan olması için yapardı.
- Malazgirt Savaşı (1071):
- Anadolu’ya akınlar düzenleyen Selçuklu hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romanos Diyagones (Romen Diyojen) arasında yapıldı. Selçuklular bu savaşı kazandı.
- Malazgirt Savaşı’nın önemi:
1- Anadolu’nun kapısı Türklere açıldı.2- Anadolu’da Türk Devletleri Kurulmaya başladı.
-
** Nizamülmülk Selçukluların en ünlü veziridir. Çok iyi devlet adamıdır. Aynı zamanda dönemin üniversitesi sayılan “Nizamiye Medreselerini” kurdu. Ayrıca “Siyasetname” adlı eser yazmış. Bu eserde devlet işlerinin nasıl olması gerektiğini anlatmıştır.
- Büyük Selçuklular Karahitaylılar ile yapılan Katvan Savaşından sonra yıkılma sürecine girdi.(1141). Sulatn Sencer’in 1157 yılında ölmesi ile yıkıldı.

ESKİ TÜRK TOPLUMUNDA GELENEK VE GÖRENEKLER:
- İlk Türk devletlerinde bir çocuk kahramanlık göstermeden ad konmazdı.
- İlk Türklerde ülke hanedan (sultan) ailesinin ortak malı sayılırdı.
-İlk Türklerde hükümdarın eşine Hatun denirdi.
- ilk Türk Devletlerinde devlet işleri Kurultay (Toy ) adı verilen mecliste görüşülürdü.
- İlk Türk devletlerinde ölüler “Yuğ”adı verilen cenaze törenleri ile gömülürdü.
- Ölüler “Kurgan” denilen mezarlara gömülür, öldürdükleri düşman sayısı kadar mezarlarına “Balbal”denilen taşlar dikerlerdi.
- İlk Türklerde müzik önemli yer tutardı. Kopuz önemli müzik aletidir.
- İlk Türk devletleri Şamanizm dini başta olmak üzere Manehizm, İslamiyet, Hıristiyanlık, Musevilik gibi dinlere inandılar. Daha sonra İslamiyet hızla yayıldı. Nedeni İslamiyet’in kendi inanışlarına yakın olması nedeniyle hızla yayıldı.
- Nevruz bahar bayramıdır. Selçuklulardan itibaren Osmanlılar ve günümüzde kutlanır. 21 mart baharın başlangıcı sayılır.

- llk Türk Destanları :1.Altay -Yakut : Yaradılış Destanı 2.Sakalar Dönemi: a.Alp Er Tunga Destanı b.Şu Destanı
3.Hun Dönemi:Oğuz Kağan Destanı 4.Köktürk Dönemi:a.Bozkurt Destanı b.Ergenekon Destanı
5.Uygur Dönemi: Türeyiş Destanı b. Göç Destanı
- Dede Korkut Hikayeleri de önemli edebiyat eserleridir.








ÜNİTE 6: DEMOKRASİNİN SERÜVENİ:
Demokrasi: Halkın kendi kendini yönetmesine denir. Halk kendi yöneticilerini kendisi seçer. Bu hakkını milletvekilleri seçerek kullanır. Belli bir süre için milletvekillerini seçer milletvekilleri mecliste halk adına ülkeyi yönetir.
— Türk toplumunun, ruh ve karakter yapısına en uygun yönetim biçimi demokrasidir. Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlığıyla bütünleşen bir yönetimdir. İnsan haklarının en iyi korunup gelişebileceği yönetimdir.
**Demokrasinin Temel İlkeleri:
1.Milli egemenlik
2. Hürriyet ve eşitlik
3. Siyasi partiler.
a.Milli Egemenlik: Demokraside egemenlik millete aittir. Millet bu hakkını temsilcilerini kullanarak seçer. Yönetenler, gücünü milletten alır.
b.Hürriyet ve Eşitlik: Hürriyet; başkalarına zarar vermeden her şeyi yapabilmektir. Eşitlik; hiçbir ayrım yapmaksızın herkesin kanun önünde eşit olmasıdır.
c.Siyasi Partiler: Siyasi partilerin çok olması demokrasinin daha iyi işlemesini sağlar. Farklı düşüncedeki insanlar kendi fikirlerine uygun partilere üye olabilir. Ve istedikleri partiyi destekleyebilirler. Atatürk demokrasinin tam anlamıyla gerçekleşe bilmesi için çok partili hayata geçilmesinin şart olduğunu belirtmiştir.
— Ülkeyi yöneten partilere “İktidar partisi” diğer partilere de “muhalefet partisi” denir. Eğer bir parti tek başına iktidar olamazsa başka partilerle anlaşarak iktidar olur. Bu birleşmeye “koalisyon” adı verilir.
— Çoğunluk ilkesi ise halkın çoğunluğunun istediğinin olmasıdır. Ancak çoğunluğu sağlayan parti diğer insanları ezmez ya da baskı uygulamaz. Çünkü demokraside İnsan haklarına saygı ön plandadır.
— Genel oy prensibi ise halkın yöneticilerini kendilerinin ve hepsinin oyu eşit şekilde seçmesidir.

Diğer Yönetimler:
- Monarşi (Mutlakıyet): Tek kişinin egemenliğine dayanan yönetim biçimidir. Kralların sözü geçer sadece.
- Oligarşi: Ufak bir azınlığın(gurubun) ülkeyi yönetmesidir.
a- Aristokrasi: Soylu sayılan sınıfın ülkeyi yönetmesidir.
- Teokrasi: Ülkenin dini kurallara göre yönetilmesidir.
- Cumhuriyet: Milletin kendini yönetecekleri seçtiği bir yönetimdir. Günümüzde en çok olan devlet yönetim şeklidir.
- Feodalite: Ortaçağda zengin toprak sahiplerinin yönetimine dayanan yönetim biçimidir.
- Diktatörlük: Monarşiye benzer bu yönetimde de tek kişinin geniş yetkileri vardır. Yakın zamana kadar Irak’ta Saddam Hüseyin ülkeyi bu yönetimle yönetiyordu.



Tarihten Günümüze Demokrasi:
- İlk çağlarda demokrasi fazla gelişmemişti. Bu dönemde insan haklarını ve demokrasiyi Aristo, Sokrates, Eflatun gibi Sofistler (düşünürler) geliştirmeye çalışıyordu.
- Roma’da yazılı kanunlar hazırlandı. (12 Levha kanunları )
- Orta Çağda İngiltere Kralı Yurtsuz John “Manga Carta Libertatum” ( Büyük Özgürlük Bildirisi) yayınlayarak kralın yetkilerini azda olsa kısıtladı.
- Johann Gutenberg’in matbaayı icadı ile insanlar arasında düşünce ve bilgi paylaşımı hızlandı.
- Avrupa’da reform, Rönesans ve Aydınlanma hareketleri ile demokrasi ve özgürlükler gelişti.
- Faransız “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi” ile özgürlük , eşitlik, adalet, ulusçuluk gibi kavramlar tüm dünyaya yayıldı.
- Birleşmiş Milletlerin yayınladığı “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” ile insan hakları ve demokrasi hızla gelişti.
- Günümüzde 192 ülkenin 120’si demokrasi ile yönetilmektedir.
- Ülkemizde M. Kemal 23 Nisan 1920’de TBMM’yi açtı. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan etti. Böylece Türkiye çağdaş ve insan haklarına uygun bir yönetime geçmiş oldu.

İnsan hakları:
- İnsanların doğuştan gelen ve toplumda daha iyi yaşaması için olması gereken haklara biz insan hakları diyoruz. Yaşama , eğitim, sağlık, seyahat ve yerleşme, düşünme hakları gibi.
- Günümüzdeki insan haklarının oluşması kolay olmamıştır. İlk çağlarda insanların çoğu hakları yoktu. Krallar ve diğer yöneticiler istediği gibi davrana biliyor ve insanlar köle olarak satılabiliyordu. Zamanla demokrasi ve insan hakları gelişti ve günümüzdeki insan hakları oluştu.
- İnsan haklarını ülkelerde anayasalar koruma altına alır. Ayrıca uluslar arası kuruluşların ortak hareketiyle insan haklarını koruyacak belgeler de yayınlanmıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi… Bu belgeleri imzalayan ülkeler oradaki şartlara uymak zorundadır.

İnsan hakları ile ilgili bazı önemli olaylar.
- Tarihte bilinen ilk yasalar “Hamburabi Yasaları” dır. Babil kralı Hamburabi tarafından hazırlanmıştır. “Kana kan göze göz (kısasa kısas)” ilkelerine dayanır.(Mö:1795-1750)
- Peygamberimiz Hz. Muhammed ölmeden önce yaptığı “Veda Hutbesi”nde toplum kurallarından bahsetmiştir.(632)
- Orta Çağ’da. Manga Carta insan hakları için önemli bir adım olmuş (1215)
- Osmanlı devletinde Kanuni Sultan Süleyman kanunlar hazırlayarak insan haklarını korumaya çalışmıştır. (1520-1566)
- Faransız “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi” ile özgürlük , eşitlik, adalet, ulusçuluk gibi kavramlar tüm dünyaya yayıldı.(1789)
- Osmanlı devletinde “Kanun-i Esasi” ile insan haklarında önemli gelişme oldu. Halk ilk defa yönetime katıldı. (1876)
- “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” ile insan hakları tüm dünyada hızla yayılmaya ve korunmaya başladı. (1948)
- “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” ile Avrupa devletleri de insan hakları için önemli bir adım attı. (1950)

- Temel Haklarımız:
-İnsanların yaşaması için gereken haklardır. Temel haklar üç kısıma ayrılır:
1- Kişi hakları: Yaşama, düşünme, yerleşme,özgür olama, mülk edinme gibi doğuştan olan haklardır.
2- Sosyal ve Ekonomik Haklar: devletin kanunlarla insanların daha iyi yaşaması için sağladığı haklardır. Sağlık hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı, sosyal güvenlik hakkı, sendika kurma hakkı gibi.
3- Siyasi haklar: Ülke yönetimine katılmamızı sağlayan haklardır. Seçme ve seçilme hakkı, siyasi faaliyette bulunma hakkı, dilekçe hakkı, vatandaşlık hakkı gibi.


MAĞARADAN BÜYÜK ŞEHRE İNSANIN SERÜVENİ

TARİH NEDİR?
Tarih geçmişte yaşanan olayları neden ve sonuçlarıyla beraber açıklayan ve bize yol gösteren bir bilim dalıdır. Ancak tarih çok uzun bir zaman dilimidir ve anlamak için tarihi bazı bölümlere ayırmak gerekir. Gün, hafta, ay, yıl, yüzyıl, çağ, gibi kavramlar bu amaçla kullanılırlar.
3.yy. 2.yy. 1.yy. 1.yy. 2.yy. 3.yy. 4.yy.







Milattan Sonra (M.S.)
Milattan Önce (M.Ö.) MİLAT




Hz. İsa’nın doğduğu güne milat denir ve sıfır olarak kabul edilir. Bundan önceki yıllar 1,2,3,vs. olarak geri giderler ve Milattan Önce M.Ö. olarak adlandırılırlar. Milattan sonraki yıllar da 1,2,3 diye ileri gider ve Milattan Sonra M.S. olarak adlandırılırlar.
Milattan sonra 1-100, 101-200, 201-300 gibi her yüz yıllık döneme yüzyıl veya asır denir. Bir senenin hangi yüzyıla girdiğini anlamak için son iki rakamı kapatıp 1 ekleriz ve buluruz. Örneğin; 1765 senesi
1765 17 +1= 18.yüzyıl

693 yılı hangi yüzyıldadır?
693 6+1= 7. yy.

1320 yılı hangi yüzyıldadır?
1320 13+1= 14.yy.

Eğer yılın sonu 00 ile bitiyorsa toplama işlemine gerek yoktur. Örnek:
1400 yılı hangi yüzyıldadır?
1400 14.yy.

1800 yılı hangi yüzyıldadır?
1800 18.yy.

İçinde bulunduğumuz sene hangi yüzyıldadır? Siz hesaplayın!
…..

TARİH ÖNCESİ VE TARİH DEVİRLERİ

Tarih Öncesi Devirler Tarih Devirleri



a) Taş Devri b) Maden Devri İlkçağ Ortaçağ Yeniçağ Yakınçağ
Kavimler Göçü (MS375)
- İstanbul’un Fethi (1453)
İstanbul’un Fethi (1453)- Fransız İhtilali (1789)
Fransız İhtilali (1789)- günümüze kadar
Yazının bulunuşu (MÖ3200)Kavimler Göçü (MS375)-Yontma Taş Devri - Bakır Devri
- Cilalı Taş Devri - Tunç Devri
- Demir Devri

İLK İNSANLARIN YAŞANTISI
- İlk insanlar mağaralarda veya ağaç kovuklarında yaşıyorlardı.
- Daha sonra saz veya dallardan örülmüş kulübeler yapmaya başladılar.
- Üretim yapmayı bilmediklerinden avcılık yapıyor ya da hazır besinleri (meyve, vb.) toplayarak yiyorlardı. Bu nedenle hazır besin ve hayvan bulunan ormanlarda yaşıyorlardı.
- Taştan yonttukları aletleri silah olarak kullanıyorlardı.
- İklimde meydana gelen değişimler ve av hayvanlarının azalması insanları göçe zorladı.
- Bu devirde yaşayan insanlar yaşantılarını mağara duvarlarına çizmişlerdir.

Yerleşik Hayat:
- Tarımla uğraşıp hayvanları evcilleştirmeyi öğrenen insanlar yerleşik hayta geçtiler.
- Anadolu’da MÖ 6300-5600 yılları arasında yerleşim yerleri kurulmaya başlandı.
- Yerleşik hayata geçen insanlar suyu, toprağı bol, iklimi uygun yerleri seçtiler.
- Kerpiçten evler yaptılar.
- Kilden çanak- çömlek ve bitki liflerinden dokuma yaptılar.
- Günlük hayatta yaptıkları işleri evlerinin duvarlarına çizmeye devam ettiler.
Not: Bu devirde Anadolu’da bulunan yerleşmeler şunlardır:
Çatalhöyük (Konya)
Alacahöyük (Çorum)
Hacılar (Burdur)
Alişar (Yozgat)
İnsanlar zamanla ihtiyaçlarından fazla üretmeye başladılar ve bu fazla malları değiş-tokuş yaparak ilk ticaret faaliyetlerini başlattılar. (takas) para icat edildikten sonra ticaret de gelişti. Daha sonra fabrikalar kurulup şehirler büyüyünce insanlar şehirlere göç ederek orada nüfusun artmasına yol açtılar. Çok katlı binalar yapıldı. Nüfusu milyonları bulan büyük şehirler (metropol) ortaya çıktı. İstanbul, İzmir, Ankara böyle şehirlere örnektir.


ZAMAN PROBLEMLERİ

1-YEREL SAAT PROBLEMLERİ :

Yerel saat hesaplamalarında şu yol takip edilir:


30
10
0
20
40

















Y = (B+C)x4
=(10+20)x4
=120 dk

BATI
DOĞU

A

B

C

D



X=(A-B)x4 Z=(D-C)x4
=(30-10)x4 =(40-20)x4
=20x4 =20x4
=80 dk =80 dk

a) İki nokta arasındaki meridyen farkı bulunarak sabit zaman farkı olan 4 dakika ile çarpılır. Böylece yerel saat farkı bulunmuş olur.

b) Dünya batıdan doğuya doğru döndüğü için;
* Doğuda yerel saat batıya göre daima ileridir.
* Batıda yerel saat doğuya göre daima geridir.

Buna göre;

* Batıdaki bir noktanın yerel saati verilip, doğudaki bir noktanın yerel saati sorulacak olursa; doğuda yerel saat daima ileri olacağından aradaki yerel saat farkı toplanır.
* Doğudaki bir noktanın yerel saati verilip, batıdaki bir noktanın yerel saati sorulacak olursa; batıda yerel saat daima geri olacağından aradaki yerel saat farkı çıkarılır.



2-GÜNEŞ PROBLEMLERİ :

Güneş’in doğma ve batma saatiyle ilgili problemlerin çözümünde şu yol takip edilir:

a) Yerel saat hesaplamalarında anlatıldığı gibi iki nokta arasındaki yerel saat farkı bulunur.
b) Dünya batıdan doğuya doğru döndüğü için;
* Doğuda güneş batıya göre daima erken doğar, erken batar.
* Batıda güneş doğuya göre daima geç doğar, geç batar.

Buna göre;

* Batıdaki bir noktada güneşin doğma saati verilip, doğudaki bir noktada güneşin doğma saati sorulursa; doğuda güneş erken doğacağından aradaki yerel saat farkı çıkarılır.
* Doğudaki bir noktada güneşin doğma saati verilip, batıdaki bir noktada güneşin doğma saati sorulursa; batıda güneş geç doğacağından aradaki yerel saat farkı toplanır.


BU TOPRAĞIN MEDENİYETLERİ
Anadolu: Kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz, batıda Ege deniziyle çevrili kara parçasına Anadolu denir. Anadolu İstanbul ve Çanakkale boğazlarıyla Avrupa kıtasından ayrılır.
Mezopotamya: Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan ve Basra Körfezi’ne dek uzanan bölgeye Mezopotamya denir.
Yurdumuzda milattan önce kurulmuş ve yaşamış bazı uygarlıklar şunlardır:
1. Hititler
2. Urartular
3. Frigler (Frigyalılar)
4. Lidyalılar
5. İyonlar
6. Sümerler
7. Asurlular
8. Babiller
1. HİTİTLER:
ª Kızılırmak çevresinde kurulmuştur.
ª Başkenti Hattuşaş’tır.
ª Ülkeyi kral yönetiyordu. Kraliçeye Tavananna denirdi.
ª Kraldan sonra en yetkili kişi tavanannaydı.
ª Pankuş adı verilen bir meclisleri vardı.
ª Askerliğe ve tarıma önem veriyorlardı.
ª Mısır’la yaptıkları Kadeş Antlaşması tarihin ilk antlaşmasıdır.
ª Olayları Anal adı verilen yıllıklara yazıyorlardı. Bunar tarihin ilk yazılı metinleridir.
ª Çok tanrılı dine inandılar.
2. URARTULAR:
F Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van Gölü kıyısında kurulmuştur.
F Başkenti Tuşpa’dır.
F Dağlık bir yerde yaşadıkları için şehirlerini saldırıya karşı korunacak şekilde kurmuşlardır.
F Taş işçiliği ve kale yapımında ustaydılar.
F Baraj ve sulama kanalı yapmışlar, tarıma önem vermişlerdir.
F Çok tanrılı dine inandılar.
F Madenleri işlemede başarılıydılar.
3. FRİGLER:
Ø Sakarya Irmağı kenarında kurulmuştur.
Ø Başkenti Gordion’dur.
Ø Tarıma çok büyük önem vermişlerdir.
Ø Hayvanları konu alan Fabl türü hikayeleri ilk yazanlar Friglerdir.
Ø Çok tanrıları vardı ama esas inandıklar Kibele adı verilen ana tanrıçaydı.
Ø Dokumacılıkta çok ileriydiler ve Tapetes adı verilen halıları vardı.
Ø Kral ve soyluları Tümülüs adlı mezarlara gömerlerdi.
Ø Maden, ağaç işçiliğinde çok başarılıydılar.
4.LİDYALILAR:
☼ Menderes ve Gediz ırmağı çevresinde kurulmuştur.
☼ Başkenti Sard’tır.
☼ Hem kral hem de zenginler devleti birlikte yönetiyordu.
☼ Lidya’dan Mezopotamya’ya uzanan Kral Yolu adı verilen ticaret yolunu yapmışlardır.
☼ Kral yolu o dönemin en önemli ticaret yoluydu.
☼ Ticarette takasa son verip parayı icat etmişlerdir.
☼ Ordusu paralı askerlerden oluşuyordu.
5.İYONLAR:
¨ Bugünkü İzmir civarında (Milet ve Foça) yaşamışlardır.
¨ Devletleri çok parçalı şehir devleti şeklindeydi.
¨ Efes, Milet, Bodrum, İzmir, Foça bu şehirlerden bazılarıydı.
¨ Denizcilik, ticaret ve sanatta ileriydiler.
¨ Ticaret yolları üzerinde olduklarından zenginleştiler.
¨ İnsan kılığındaki tanrılara inandılar.
¨ Bilime önem verdiler. Pisagor, Tales, Hipokrat gibi önemli bilim adamları yetiştirdiler.
6. SÜMERLER:
* Mezopotamya’da yaşamışlar ve burada uygarlığı başlatmışlardır.
* Şehir devleti halinde yaşamışlardır.
* Astronomi, matematik ve geometride ilerlemişlerdi.
* 1 yılın360 gün olduğunu hesaplamışlardı.
* Tekerleği icat ettiler.
* Tarımda ileriydiler, baraj ve sulama kanalları yaptılar.
* Yazıyı ilk onlar bulmuştur.
* Edebiyatta da başarılıydılar. Gılgamış destanı önemli eserleridir.
* Tapınaklarına Ziggurat denirdi ve çeşitli amaçlar için kullanılırdı.
7. ASURLULAR:
- Mezopotamya’da kurulmuşlardır.
- Başkentleri Ninova’dır.
- Sümerlerden öğrendikleri yazıyı Anadolu’ya yaymışlardır.
- Kütüphanecilik ve arşivcilik işini ilk kez onlar başlatmıştır.
- Savaşçı bir toplumdular.
- Ağırlık ve ölçü sistemlerini geliştirdiler.
8. BABİLLER:
§ Mezopotamya’da yaşadılar.
§ Kral tarafından yönetiliyorlardı.
§ En ünlü kralları Hammurabi’dir.
§ Dünyanın ilk yazılı kanunlarını yapmıştır.
§ Çok tanrılı dine inanıyorlardı. En önemli tanrıları Marduk’tu.
§ Tarım, bilim ve sanatta Sümerleri geçmişlerdir.
§ Babil’in asma bahçeleri ve Babil Kulesi dünyaca ünlüdür.

Mustafa Kemal ATATÜRK



MUSTAFA KEMAL HAKKINDA BILINMESI GEREKEN 30 OZEL SEY1."ATA" LAFINI SEVMEZDI"Ataturk" hitabini ilk kez donemin Turk Dil Kurumu Baskani bir konusmasinda kullanmis, Mustafa Kemal de cok begenerek soyadi olarak almisti.Kendisine Ata" diye hitap edilmesinden hic hoslanmazdi.
2.EN SEVDIGI YEMEKManastir Askeri Lisesi yillarindan kalan bir aliskanlikla hayati boyunca en sevdigi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldi. Tatliya duskun degildi ama cani istediginde cok sevdigi gul recelini tercih ederdi.
3.EN BUYUK HAYALI DUNYA TURUNA CIKMAKTIOmru yetseydi bir dunya turuna cikip Turk dili ve tarihi uzerindeki calismalarini genisletmek en buyuk hayaliydi.
4.BASUCU KITABI "CALIKUSU" YDU.Binlerce kitabi vardi.Ama bunlarin arasinda bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile basucundan ayirmadi. Resat Nuri Guntekin'in unlu Calikusu" romanini hep yaninda tasir, her gun rastgele bir yerinden acar, birkac sayfa okurdu.
5.KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSUAtlardan sonra en sevdigi hayvan kopekti. "Fox" adini verdigi kopegi, Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara duskunlugu o dereceydi ki bir gun misafirlerinin de gorebilmesi icin yeni dogmus bir tayla annesinin Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti.
6.TAM BIR SALON ADAMIEn sevdigi dans valsti. Muzik zevki cesitlilik gosteriyordu.Klasik Bati muzigi disinda Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.
7.GOMLEKLERININ TUMU BEYAZDIGomleklerinin hepsi beyazdi. Bu gomlekler ilk yillarda Isvicre`de ozel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasina onculuk edebilmek icin Beyoglu`nda bir terziye diktirilmeye baslanmisti.
8.DOLABINDA LACIVERTE YER YOKTUTakim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi cizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi.
9.OLCULERIBoyu 1.74 idi.Hayatinin son donemlerine kadar 76 olan kilosu hastaliginin ilerlemeye baslamasiyla 46'ya kadar dusmustu. 43 numara siyah rugan ayakkabi giyerdi.
10.RUMELI SIVESIOzenli ve temiz bir Turkce konusurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli sivesiyle telaffuz ederdi.
11.HAZIN BIR HIKAYEHayatinda bir donem cok onemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatina trajik bir sekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarinin nerede oldugu bilinmiyor.
12.CUMHURBASKANLIGINDAN SIKILIYORDU.Hayatinin cogunu gecirdigi savas cephelerinden sonra Cumhurbaskani olarak gecirdigi yillar ona bir tecrit yasantisi gibi geliyor, cok sevdigi halkindan ve sade bir vatandas yasamindan uzaklastigini dusunuyordu.
13.PAPA`NIN TEMSILCISINE ELBISEKiyafet Kanunu cercevesinde tum din adamlarinin dini kiyafetleriyle sokaga cikmalari yasaklaninca, Monsenyor Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milasli eliyle bir koleksiyon hazirlatti.
14.KENDISI TIRAS OLMAZDI.Sabah kahvaltilariyla arasi hic hos degildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasindaki divanin uzerine bagdas kurarak oturur, gunun ilk kahvesini sigarasini icerdi.Bir ozelligi de kendi kendine tiras olmamasiydi.
15.DUZEN TAKINTISI VARDIEvinde ,cevresinde hatta konuk oldugu evlerde bile egri duran esyalari duzeltmeden rahat edemezdi.
16.HOSGORULU LIDERKoylunun birinin gazete kagidina sardigi tutunu icmeye calisirken eli yanmis,"Alin bunu kendi icsin" diyerek Ataturk`e kufretmisti.Mahkemeye cikarilacakti. Ataturk olayi dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceginize dogru durust sigara icmesini temin edin" dedi.
17.SIGARA PAZARLIGIHastaliginin baslangicinda kendisini muayene eden Dr.Fissinger gunde kac paket sigara ictigini sormus, Ataturk "sekiz" demisti. Doktor bunu gunde bir pakete indirmesi gerektigini soyleyince gulumseyerek cevap vermisti:"Ben zaten bir paket iciyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagim".
18."BU NASIL HALKCILIK?"Bir sabah milletvekilleri ile trene binmisti.Konduktorun milletvekillerinden bilet parasi almamasina sasirmis nedeninisormustu.Trenin milletvekillerine bedava oldugunu ogrenince epey sinirlenmis, "Ne de guzel halkcilik ama" demisti.
19."LAIKLIK ADAM OLMAKTIR!"Ilk mecliste bir oturum sirasinda uyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini soyleyince Gazi cok sinirlenmis ve elini kursuye vurarak bir din bilgini olan uyeye cevap vermisti: "Adam olmak demektir hocam,adam olmak!"
20.KURBANLARI BAGISLARDIGittigi yurt gezilerinde kendisi icin kurban edilen hayvanlara bakamaz boyle durumlarda sirtini doner yada kesilmelerini engellerdi.
21.YABANCI DILE MERAKIAskeri lisede ogrenmeye basladigi Fransizca'yi sonraki yillarda gelistirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konusurken araya Fransizca sozcukler de eklerdi.
22.FASULYESINE POKERKumardan hoslanmaz ama arkadaslariyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandiklarini iade ederdi.
23.KAN GORMEYE DAYANAMAZDICephelerde dusmanla gogus goguse savasmis biri olarak en ilginc ozelligi savas meydanlari disinda kan gorunce fenalasmasiydi.
24.KULAKLARI DUYAN TEK KISI.Fransiz tarihcisi Herriot Ankara`ya geldiginde Gazi`nin kulaklarinin duyuyor olmasina sasirmis anilarinda bunu espirili bir dille anlatmisti: "T.C`de bir tane kulaklari duyan kisi var onu da Cumhurbaskani yapmislar".